Naci Gürkök kimdir?

30 Haziran 1938 İstanbul Ticaret Üniversitesinde tahsilimi tamamladı. Deniz yedek subaylığı yaptı. 1961 yılında subaylıktan alındıktan sonra Sevgi hanım ile evlendi, dört çocukları oldu; dört de torunu var. 1961'de Trabzon'a geldi, şeker fabrikasında yıllarca şeker yaptıktan sonra uluslararası nakliyata başladı. Otuz sene Avrupa'da nakliyatçılarla beraber çalıştı.

GS'nin muhasebesi yokken Trabzonspor'un vardı

1972 senesinden sonra yönetici oldum. Kulübe geldiğimde muhasip üyeliği al dediler “Bu kulübe giren belli değil, çıkan belli değil” dedim almadım. Israr ettiler sonra kabul ettim kulübün muhasebecisi var, dedim ki “siz nasıl muhasebe tutuyorsunuz?” Dediler ki, “Biz sadece kongre muhasebesi tutarız”. Ben kendi muhasebecimi getirdim. Galatasaray'ın muhasebesi yokken Trabzonspor'un vardı.

Laz inadı!

Amatör kulüplerin birleşmesinden oluşmuştuk. Sonrada dediler ki güneşin batışındaki bordo ile denizin mavisi alındı…. O zaman yazdığım gazetede dile getirmiştim, bu renkler dört kulübün birleşmesinden meydana geldi. Laz inadı tuttu o zamanki kişileri sarı, kırmızı, yeşil, beyaz olmayacak dediler, geriye bu renkler kaldı ama iyi de oldu.

Para teklifi

Fenerbahçe'den bize bir teklif geldi 1 milyon lira gönderdi. Ali Kemal o zaman yüz bin lira, düşünün o parayla on futbolcu transfer ediyoruz. Biz, "şampiyonluğa oynayacağız, bu adamlara köle mi olacağız?" deyip kabul etmedik. Kupa maçında hakemi ayarlayıp Talat Tokat, maçı aldırdı. O iş hala onlarda devam ediyor. Ali Şen ile Aziz Yıldırım, “maçlar sahada alınmaz” dediler açıkça. Trabzonspor'a yaptıkları rezaleti biliyorsunuz. Hepsi, hakemler dahil otuz senedir Trabzonspor'a bileniyor. 2. Lig'ten 1. Lig'e çıkan Anadolu'dan bir takımın şampiyon olmasını hazmedemediler.

Trabzonspor 1972-1973

İyi kaptan!

Yönetim alacağı futbolcuları iyi incelesin. Diğer takımlar ucuz adam alıyor iyi işler çıkartıyor. Futbolcular bir ahenk içinde oynamalılar. Takımı derleyecek toplayacak bir isim lazım. Faruk Özak mesela takımı alırdı yemeğe götürürdü. Her anlamda iyi bir kaptandı, şimdi de kaynaştıracak adam lazım.

Önce amatöre

Trabzonspor'u yönetmek o kadar kolay olmamalı. Bunu maddi anlamda söylemiyorum, hiçbir tecrübesi yok adamın, bir bakıyorsun yönetici olmuş, boy gösteriyor her yerde. Katkısı nasıl olsun ki, tecrübesi yok. Burası staj yeri mi? Trabzonspor'a yönetici olacak kişilerin önce amatör kulüplerde yöneticilik yapması lazım. Oralarda yöneticilik yapmayan kişi Trabzonspor'da başarılı olamaz.

Anadolu'nun şampiyonu!

Şenol Güneş'i antrenör olarak Faruk Özak getirdi. O futbolcularla kulis yaptı, teknik adam oldu ama altı - yedi ay sonra gönderildi. Faruk Beyin başkanlığında tekrar geldi. Hatta Faruk'a “Sende hafıza kaybı mı var? Bu adam on kuruş alacağı için kulübe posta koydu” dedim. Beş puan öndeyken 1996'da Fenerbahçe'ye şampiyonluk verildi. 2011'de dokuz puan öndeyken “Bu takım şampiyonluğa hazır değil” deyince Aziz Yıldırım "Bu hocanın şampiyonlukta gözü yok, biz şike yapalım" dedi, kapattılar mevzuyu. Ayrıca Şenol Güneş, 2009-10 sezonunda Bursaspor'u şampiyon yapan isimdir. Anadolu'nun şampiyonu unvanımızı elimizden aldı. Şimdi Beşiktaş'ı şampiyon yaptı.

Yorganımızı ayağımıza göre uzatıyorduk

Sinemaların biletlerinden 25 kuruş alıyorduk ayda altmış bin lira toplanıyordu. Basit otellerde kalıyorduk. Saha gelirleri, Şamil Ekinci'nin büyük katkıları, yorganımıza göre ayağımızı uzatıyorduk. Futbolcuların isimleri profesyonel ama amatör ruhluydular. Berabere kalsak bile futbolcular ağlardı. Şimdikilere bakın bir, nereden nereye?

Nasıl mafya!

Biz İstanbul takımlarına özenerek yabancı futbolcu aldık. İşte çöküş bu mantaliteyle başladı. Bu çok net. Yönetimler bizlerden, eski yöneticilerden faydalanmaz. Çok biliyorlar ya. Bizim zamanımızda yönetici bile bulamıyorduk, kaçıyorlardı. Hesabını kitabına dikkat etmeli Trabzonspor. Burada en kötü yönetim İbrahim Hacıosmanoğlu yönetimi oldu. Paran pulun yok, tahsilin yok. Tesisleri bankaya ipotek ettirdi, saçma sapan harcadı. Hacıosmanoğlu'nun oraya gelmesinin arkasında Arsin ve Akçaabat lobisi var. 'Mafyadır' dediler. Nasıl mafyaydı ki Fenerbahçe kulübü senle dalga geçti, hakemler takmadı.

Başkanın bir üstünlüğü yoktu!

Yönetim kurulu toplantılarımız akşam altıda başlayıp sekize kadar devam ederdik sonra yemekte devam ederdik. Toplantıları altıya almamızın sebebi kafayı çekip de gelenler ortamı karıştırmasın diyeydi. Bizim toplantılarımıza uzlaşma yapılırdı bir noktada birleştirilirdi. Başkanın bir üstünlüğü yoktu bizimle aynıydı.

Bağıra bağıra maç izliyorum

Trabzonspor ne ifade etmiyor ki hala peşinden gidiyoruz. Altı sene yöneticilik yaptık, çocuğumuz gibi oldu Trabzonspor. Hala bağıra bağıra maçları izliyorum.