Mustafa Günaydın: Biz hayalle yaşayıp müziksiz dans ediyoruz!

Mustafa Günaydın: Biz hayalle yaşayıp müziksiz dans ediyoruz!

Trabzonspor'u Yönetenler Konuştu-21

Mustafa Günaydın kimdir?

1945'te Of'ta doğdu. Okul servisçiliği ile mesleğe başladı. Sonra Türkiye geneline yayarak geniş bir ulaşım ağı kurdu. 1975'te İstanbul'a gitti. 1975-80 arası İstanbul'da elli zengin arasına girdi. Fabrikalara işçi taşıma işlemini ilk Günaydın başlattı. 1500'e yakın otobüsle günde dört bin insan taşıyan kurumsal bir şirket haline geldi. 300-400 aileyi Trabzon'dan İstanbul’a götürüp bu işe yönlendirdi. Günaydın on dört kardeşin en küçüğü. Atılımları nedeniyle ailenin lideri konumuna geldi. 400 kişiye ulaşan bir aile zinciri var. Günaydın, “Yanlışımız yok. Kavgalı olduğumuz hiçbir aile yok. Fikir fukarası değiliz, herkes ilkelerini açıkça beyan eder, aile bireylerini birbirine bağlıdır” diyor.

Beş kilo helva!

1970'li yıllarda Akçaabat Sebat'ı deplasmana götürürdüm. Arabanın arkasında bir çuval ekmek, beş kilo helvayla. Galip geldiğimiz zaman gittiğimiz yerlerde doyururlardı bizi. Mağlup olduğumuz zaman kimse yanımıza gelmezdi. Trabzon'a aç dönerdik. Kaleci Şenol 'a da kızardım o zaman, 'sen o şutu tutsaydın şimdi aç kalmayacaktık' gibi. Benim futbol sevgim Sebat'tan başladı. Trabzonspor 2. Ligde o zamanlar. O günlerde bu işe gönül verdik.. Futbolcularla arkadaş gibiydik.

Yemek fişi

Trabzonspor İstanbul'a geldiğinde Aksaray otellerinde kalıyordu, Hilton gibi otellerde kalamayacak kadar sıkışıklık içerisindeydi kulübümüz.Futbolcular paralarını doğru düzgün alamıyordu. Hatta kamplarda futbolcularımıza, bizden önceki yönetim para yerine yemek fişi veriyordu. Böyle imkansızlıklara Türkiye'de zirveyi yakalayan bir takımdır bizim Trabzonspor. Onunla yatıp kalkıyorduk.

1981'de başkan

Yönetime ilk girdiğimde Ahmet Celal Ataman başkandı. Nevzat Ergüney ile birlikte listeye girdik. Ama ben başkanlığa aday olduğum için Nevzat'ı bırakarak istifa etmek zorunda kaldım. Bir yıl sonra tekrar bir kongre oldu. Cenabı Allah bazı nimetleri önümüze sürünce Özkan Sümer, Şenol Güneş ve Ahmet Suat Özyazıcı bana başkanlık önerdiler, destek verdiler. 1981'de Başkan seçildim. Kulübü toparlamaya başladık. Projelerimi sundum kamu oyununa. Yaptığım projelerin hepsi başarıyla sonuçlandı.

10.5 milyona tesisler alındı

Trabzonspor'un o dönemlerde bir kırık daktilosu, misafir bile davet edemeyeceğimiz bir bürosu vardı. O yıl içerisinde nasıl bir tesis yapabiliriz diye araştırmalar yaptık. Öncelikle Çimento Fabrikasındaki araziyi Trabzonspor'a almaya kalktık. Sıkıyönetim olduğundan ordu komutanlığından izin alamadık. Tesis için Ganita'yı düşündük. İsteğimiz, Trabzonspor'u halkla buluşturmaktı. Ama oraya da izin verilmedi. Havaalanının altındaki yeri bulduk. Eyüp Aşık ve Nevzat Ergüney ile oraların pazarlığını yapıp orayı 10.5 milyona satın aldık. Yani şu andaki Mehmet Ali Yılmaz tesislerini satın almış olduk. Trabzon'a uçaklar inmediği için yurtdışından iki otobüs alıp Trabzonspor'a birini A takıma, birini de gençlerin kullanımı için hibe ettik. Ondan sonra Trabzonspor yürüyen bir takım haline geldi.

On bir milyon hibe!

Ekonomik durumu güçlü bir iki arkadaşı daha yanıma almak için olağanüstü kongreye gitmek istedim. İbrahim Cevahir ile Mehmet Ali Yılmaz, kendilerinin başkanlığını düşündüğünü söyledi. Mehmet Ali'yi çok tanımıyordum, kongre üyesi de değildi. Trabzon'a geldiler kongreden bir gün önce üyeliğini yaptım. Onların da bu projemizi benimsediklerini gördüm. Ben de yorulmuştum zaten, işlerim yoğundu, kongreye asılmadık. Hatta Eyüp Aşık'ı onların listesine ekledik. Kaçan bir başkan değil de genel kurulla devreden bir konuma geldik. Böylece Mehmet Ali Yılmaz başkanlığa geldi. Kulüpte on bir milyonun üzerinde bir alacağım vardı. Tesis yapılacak arsanın bedelini ben ödemiştim. Bunu da Trabzonspor'a hibe ettiğimi söyledim ve başkanlıktan çekildim.

Kayyum süreci!

Trabzonspor yönetim boşluğuna düşmesin diye kendim hep gündemde kaldım. Yani hiçbir zaman, ben bıraktım gittim bir daha gelmeyeceğim imajını vermedim ve verdirtmedim. Trabzonspor'u sürekli takip ettim. Genel kurullarını ve genel kurul öncesindeki ki gelişmeleri de takip ettim. Trabzonspor'a başkan adayı çıkmazsa var olacağımı hep söylemişimdir. Hatta birkaç sefer kayyumun elinden Trabzonspor'u ben aldım. Trabzonspor'u yönetim boşluğuna düşürmeden bu günlere kadar getirdik.

On beş lira vermeyen üye olmasın

Trabzon'da bazı gruplar var. Kendileri tabi ki bu kulübü taşıyacak güçte değiller. Kendileri de bir takım listelere girebilmek için rekabet oluşuyorlardı. Tabi bu benim de hoşuma gidiyordu. Ben Trabzonspor'a geldikten sonra üye sayısı arttı. Delege sayısı yüzlerde iken benimle birlikte binleri aştı… Şimdi ise bu sayının milyonların üzerine çıkmasını istiyorum.

Trabzonspor'u milyon üye yapmak çok zor bir iş değil bence. Bu üyelere sahip olduğunda dünyanın en büyük grubu olursun. Ankara, İzmir ve İstanbul'da kongreler yapılır, sandıklar Trabzon'a gelir ve bir genel merkez kurulur. Her sene Trabzonspor'a 300-400 milyon para akar bu sayede. Ayda on beş lira, bir sigara parası vermeyen Trabzonspor'a üye olmasın.

Nefsimi gizledim

Kulüp başkanı, işinde çok iyi insanların önüne geçerse, o departmanları tahrip ederse,o kuruma zarar verir. Ben Trabzonspor'un menfaatlerine zarar verir diye nefsimi gizledim ve içimdeki ihtirasları bastırabildim. Normalde teslimiyetçi bir adam değilimdir. Tuttuğumu koparan bir insanımdır. Ticari yaşantımda da öyledir.

trabzonspor-1983-1984.jpg

Transfer oyunları!

Bir kurumda bir kişi yönetiminin onurunu koruyamıyorsa, kendi adını öne çıkarmak istiyorsa, o kurum batmaya mahkumdur. Yapılan bazı dış transferlere baktığımda hepsinin yönetim eksikliğinden kaynaklandığını görüyorum. Bazı futbolcular birilerinin tavsiyesiyle alınıyor ya da transfer ediliyor, bu transfer konularında çok çeşitli oyunlar var.

Tanju'nun yerine Hasan!

Bizim dönemimizde yapılan transferler hep isabetli olmuştu. Çünkü ortak karar verilirdi. Mesela Samsunspor'dan Tanju'yu almak istedim. Şenol ve Ahmet Suat, bu oyuncunun takıma uyum sağlayamayacağını düşündüklerini söyledi ve ben de görüşleri doğru buldum, Tanju'nun yerine Rizespor'dan Hasan'ı aldık.

Taraftara sahip çıkmak

Taraftarın haklarını koruyup onu yolda bırakmazsan taraftar sana sahip çıkar. Mesela, elli otobüsle gidilecek İstanbul deplasmanına yüz otobüs gönderip taraftarı ben götürürdüm. Bedava maça sokup masraflarını da ben karşılardım. Halkla Trabzonspor'u bütünleştirirdim. Şimdi öyle bir şey göremiyorum. İstiyorlar ki halk kendi parasıyla gelsin, bağırsın, çağırsın ama eleştirmesin. Böyle bir anlayış yok yani.

Şoförlük yapan Başkan!

Başkan olduğum dönem deplasmanda Kiev'de bir maçımız vardı. Kar yağışlı bir gün Ankara üzerinden uçakla Kiev'e gideceğiz. Ankara'ya gitmek için bindik otobüse ama baktım ki, otobüs şoförü doğru düzgün araba kullanamıyor. Yolumuz Armelik Dağı'ndan geçiyor. Şoförün o yollarda düzgün kullanamayacağını düşündüm ve direksiyona ben geçtim ve Ankara'ya kadar ben kullandım.

Tablo ters döndü!

O dönemlerde futbolcular, futboldan başka bir şey düşünmezlerdi. Şimdi bakıyorsun ki sabaha kadar gece kulüplerinde, orda burada. Şuanda futbolcu yöneticiden zengin. Tablo ters döndü. Ben futbolcu hak etmezse ona para vermezdim. Ben futbolcuya iyi oynasın, başarılı olsun diye para veriyorum. Onlara derdim 'eğer sen başarısız olursan bu parayı geri iade edecek misin?' diye.. Gider-gelir dengesini de böyle kurardık.

Siyaset mahkumu!

Trabzonspor milletvekillerinin emrinde olmamalı, onları emrine almalı. Trabzonspor'un Türkiye'de ve dünyada bu gücü var. Çok sayıda Trabzonlu milletvekili olmasına rağmen Trabzonspor'un kazanılmış haklarına bile sahip çıkılamıyor. Sayın Faruk Özak, 6222 ve 58. madde şiddet yasasını çıkarıyor. Aziz Yıldırım mahkum oluyor ve bir gecede Meclis toplanıyor, Özak da dahil bu maddeyi iptal ettiriyorlar. Trabzonspor siyasetle boğulmuş, Trabzonspor siyasetin mahkumu.

İlginç destek!

Kocaelispor Kulübü başkanlı rahmetli Ömer Gencal, benim arkadaşımdı, Çaykaralıydı. O dönem "Fırtına" lakabıyla tanınan sarı Metin'i satmayı düşünüyor. Ama Beşiktaş buna para vermiyor. Bana, eğer Metin'i sen de transfer listene yazarsan fiyatının artacağını söyledi, kabul ettim. İki yüz milyona satacağı futbolcuyu Beşiktaş'a beş milyara satmıştı. (5 Mayıs 2016)

1981-1982 SEZONU (04.10.1981 - 03.10.1982 Dönemi Olağanüstü Yönetim Kurulu)

Mustafa Günaydın (Başkan), Nevzat Ergüney (Asbaşkan), Ömer Gürsoy (Genel Sekreter), Eyüp Aşık (Genel Sayman), Kenan İskender (Genel Kaptan), Ömer Gümrükçü (Amatör Şube Başkanı), Yılmaz Emiroğlu (Lokal Amiri), Atay Aktuğ (Basın İlişkiler), Sebahattin Karadeniz (Basın İlişkiler), Hüseyin Yaroğlu (Üye), Kemal Çağlar, Kenan Yurdagül.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.