İsmet Ayyıldız kimdir?

1962'de Trabzon'un Arsin ilçesinde doğdu. Bir yandan okurken diğer yandan muhasebecilik yaptı. Daha sonra inşaat ve taahhüt işlerine girdi. Birçok dernek ve vakıfta yöneticilik yaptı. Dört çocuk babası.

Büyük mutluluk

Trabzon'dan yirmi yaşlarında çıkıp İstanbul'a amcamın yanına çalışmaya gittim. Amcamın şirketinde muhasebecilik yaptım. Zamanla işleri geliştirdik, önemli inşaat ihalelerine girmeye başladık. Türkiye'deki ilk olan hazır beton işinin başına geçtim. Adana'da, ABD Genelkurmayının inşaatının hazır betonunu biz veriyorduk. Tabi ki her anımız Trabzonspor'la doluydu. O sıralar Adana Demirspor maçı için Adana'ya gelen Trabzonspor'u kamp yaptığı otelde ziyarete gitmiştim. Bize büyük gururlar yaşatan bordo-mavili efsanelerimizi yakından görünce inanılmaz mutluluk yaşadım. Rahmetli amcama, Trabzonspor kafilesine maç yemeği vermek istediğimi söyledim, amcam bendeki heyecana çok sevindi.

İskender - Günaydın

Yeniden büyük bir heyecan ve onurla Trabzonspor'un kampına gittim. Ben o sıralar iş yoğunluğundan sadece saha içine bakıyordum demek.. Gazetelerden hep resmini gördüğüm o kara gözlüklü, beyaz ceketli adam rahmetli Kenan İskender abimizi kulübün sahibi sanıyordum, o yıllardaki başkanı olan sayın Mustafa Günaydın abimi de kulüp müdürü! Kenan abiye yemek teklifini iletti, 'seve seve' yanıtı hayatımda aldığım en önemli, en heyecan ve gurur verici yanıttı. Hayallerimin en büyüğü olan Trabzonspor'umuzla iç içeydim artık. O ana kadar ulaşılmaz olan efsane futbolcularımızla yediğimiz maç yemeğiyle iyice kaynaştık. Maçı da kazanınca futbolcu Hüsnü Özkara bana, “Sen bize uğurlu geldin, bundan sonraki maçlarımıza gel” diye samimi bir söz etti, ben büyük gurur duydum, kendimi sorumlu hissettim. Ondan sonra çoğu maça gitmeye başladım. Kulübe daha fazla hizmet vermeye karar verdim.

Büyük bir gurur

İşlerin iyice büyüyüp, Türkiye'deki ilk AVM'leri yaptığımız dönemlerde rahmetli Amcam Kemal Ayyıldız'ı yönetime almaya çalışıyorlardı. Amcam benim çalışkanlığımı bildiği için işlerin yoğunluğunu da bahane ederek İbrahim Cevahir'e benim adımı verdi, 1987'de rahmetli başkanımız Mazhar Afacan Beyin listesinde yönetime girdim. Hayatımın en büyük sorumluluğunu büyük bir gururla almıştım. Çok güzel ve gönüllü bir ekibimiz vardı. Sonraki dönem de göreve devam ettim, kutsal bir görev gibi çalıştık.

İhanet edenleri…

Ben halen yıllar geçse de aynı heyecanla, Trabzonspor'u bir evlat sevgisi gibi görüyorum. Onu yalnız bırakmamalıyız. İhtiyaç olduğunda her zaman onun yanında olmalıyız. Ama elbette ki bu kulübe ihanet edenleri de bu camia unutmaz. Şehrimizi tüm dünyaya tanıtan marka şehir yapan Trabzonspor'umuzu çok sevmeliyiz, her zaman desteklemeliyiz. Yönetimlerde olmak şart değil. Bize neşe, heyecan, hayatımıza anlam katan bu kulübe içinde olsun olmasın hizmeti, kutsal bir görev olarak kabul etmeliyiz. Trabzonspor işte böyle düşünenler nedeniyle yıllardır her şeye rağmen ayaktadır, rakiplerine korku salmaktadır.

En büyük itibar

Yönetimden ayrılalı çok uzun zaman geçti ama halen ismimiz oralarda hafızalara kazındı, böyle bir olaydır Trabzonspor'a hizmet. Ne kadar paran olursa olsun Trabzonsporlu yönetici Kemal Ayyıldız, İsmet Ayyıldız ismi ile anılıyoruz halen. Bundan daha kalıcı güzel bir onur ne olabilir ki? Trabzonsporlu İsmet Ayyıldız olarak yaşamak büyük bir itibar, büyük bir şereftir.

Büyük güçlerle savaş!

Biz bu şehrin insanlarıyız, Trabzon ve Trabzonspor kültürü ile büyüdük. Şu anda sizin yanınızdaysam, geçmişte Trabzonspor'a yapmış olduğum hizmetlerdendir. Ülkeler gezdik, illeri dolaştık, aldığımız tecrübeler tabi ki önemli, hizmet zamanı geldiği zaman yine hizmet edeceğiz. Trabzonspor tabi ki saltanatlar yıktığı için üzerine oyunlar oynanabilir. Büyük güçlere karşı savaş veriyor bu şehir, bu kulüp. Ama kimse korkmasın. Öncelikle birlik olmalıyız, hiç kopmamalıyız. Bu sevdanın peşinden el ele gitmeliyiz. Bunu yapacak çok kişi var, o yüzden Trabzonspor'u belki biraz sallarlar ama asla yıkamazlar.. Rahmetli İbrahim Cevahir ağabeyim derdi: “Trabzonspor'a bir şey olmaz. Çünkü henüz Trabzonspor'un kurucuları henüz ölmedi, bitmedi. Trabzonspor'un kurucuları sağ oldukça Trabzonspor'a bir şey olmaz. Trabzonspor'un sahipleri sağ oldukça bu kulübe bir şey olmaz.”

En kötü hali bile korku salar!

Trabzonspor'un en kötü döneminde bile iddialı olduğu, herkes tarafından en büyük rakip olarak görüldüğü bir gerçek. Küçük takımların hep Trabzonspor'un unvanının peşinde ve hayalinde olduğu da önemli bir gerçek. Yeni büyük - küçük herkesin gözü Trabzonspor'dadır. Böylesine önemli bir markanın, böylesine önemli bir değerin, böylesine kutsal bir formanın yeniden başarılı olmaması için hiçbir neden yok. En kötü hali bile korku salar bu eşsiz kulübün. Bize düşen tek yürek olmak, kulübün kaynaklarını akılcı, iyi kullanmak; kendi işyeri, kendi evi, kendi ailesi gibi görmek. Bunu daha önce başardık, yine başarırız, bundan şüphem yok. (2 Mart 2016)