Oltaya Vuranlar

Oltaya Vuranlar

Sürmene’de 930 mavzer!Kocam benimle ilgilenmiyor!

Sürmene’de 930 mavzer!

Adalet Partisi Trabzon eski milletvekili İbrahim Vecdi Aksakal, ilkokul öğretmenliği yıllarında Hukuk Fakültesini bitirmiş ve avukat almıştı. Aksakal’ın avukatlık ofisi Of’da idi. Aksakal, hayatı ve hatıralarını anlattığı kitabında Sürmene ilçesindeki bir kaçakçılık davasına da yer verdi.

Aksakal, 55 yıl önce yaşanan o olayı şöyle anlattı; ‘Sürmene, limanında silah yüklü bir gemi yakalanmıştı. Silahlar kamyonlarla doğuya sevk edilecekti. Operasyon sırasında silahların birçoğu denize atılmıştı. Denize atılmayan silahlar ele geçirilmişti. Bu silahlar arasında 930 mavzer de vardı. Kaçak silahların sahibi Vanlı bir tüccar, ismini hatırlamıyorum! Sanıklardan birinin avukatıyım. Bu davada çok avukat vardı. Farklı illerden gelen avukatlar. Bu kaçakçılık olayına Rize ili dahil bizim buralardan karışan birkaç isim de vardı. Trabzon Emniyet müdürü (1967-70) Salih Bora, biraz değişik bir adamdı. Buraları sanki o yaratmış gibi davranıyordu. Sonradan ahbap olduk kendisiyle. Davanın sanıkları fazla idi bir kısmı Perşembe ceza evine gönderilmişti. Üstlendiğim sanık az bir ceza ile kurtulmuştu. Gemideki silahların çoğu denize gitmişti. Devletin o gün imkanı yoktu, bugün olsa denizden toplardı o silahları. Bu davaya konu olan alayın açı olan tarafı şuydu; O silahlar Van’da ki tüccar aracılığıyla bugünkü Kürt çetelerine gidiyordu.’

55 yıl önce Sürmene limanına atılan silahlar, su altında çürüdü mü, yoksa sonradan çıkarıldı mı, bilinmiyor? Bilinen Trabzon, Giresun ilçelerindeki küçük limanlar, bir dönemler kaçakçıların silah boşalttığı limanlardı!

Kocam benimle ilgilenmiyor!

Avukatlık yıllarında boşanma ve aile davaları almayan Aksakal, aile içi kavgalarında kendisine gelenleri mahkemeye gitmeden önce barıştırmaya çalışır ve mecbur kalmadıkça dava almazdı.

Aksakal, yıllar önce yaşadığı bir aile içi kavgayı kitabında şöyle anlattı;

‘Hacıkasım’da, A. İskender’in evinde oturuyorum. Komşu bir kadın, bir misafiri ile bize geliyor. Kadın, ‘Kocam, benimle ilgilenmiyor. Kıbrıslıyım, İngiltere’ye yerleştim ve orada evlendim. Kocam sağda solda dolaşıyor, ben de evde yalnız kalıyorum. Kadın ağlıyor. Kadını uzun uzun dinledikten sonra, ‘senim kocan kimdir? diye sordum. Kadın, ‘N. Eyüboğlu’ dedi. Kadına, ‘sen evine git yarın seni çağırırım’ dedim.

N. Eyüboğlu, öğretmen okulundan arkadaşımdı. Ertesi gün, N’yi çağırdım, ‘Ulah utanmaz adam, eğer benden başka birisi olsaydı, şu gün sana bir mahkeme celbi gelecekti ama ben sana haber veriyorum. Ağlattın karını ona sahip ol’ dedim. Yahu, ne diyorsun Aksakal, dedi. ‘Yarın bu meseleyi hallet, aksi halde boşayacağım seni’ dedim ve önderdim onu. Aynen söylediğim gibi yaptı, karısının gönlünü aldı barıştılar. Üç beş yıl önce Trabzon’da N. ile karşılaştım. Nasılsın iyi misin, hanımefendi nasıl? diye sordum.

‘Cenazeden geliyorum. Bugün defnettik onu’ dedi.

Gazeteci İsmail Fandaklı’nın hazırladığı eğitimci, avukat, parlamenter ve merhum eski cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de avukatı olan İbrahim Vecdi Aksakla, kitabında ilginç anekdotlar ve hatıralar var.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.