Avcı’nın yolu doğru, ya yönetimin?

Trabzonspor camiasının ciddi bir kesiminde şu endişe var: İlk yarının bitimine bir maç kala açık ara puan farkıyla lider olmak ve bu nedenle daha şimdiden neredeyse şampiyon ilan edilmek bir rehavete neden olabilir. Dolayısıyla bu durum saha sonuçlarına olumsuz yansıyabilir.
Haklılık payları yok değil, zira; 1996, 2011 ve 2019 da yaşananlar hafızalarda canlılığını hala koruyor. Her birinin nedeni farklı olsa da o sezonlarda işi sıkı tutmamanın bedeli çok ağır ödenmiş.
Teknik direktör Abdullah Avcı bunun bilincinde olmalı ki sık sık kazanılan her maç sonrası, “Biz sadece bir maç aldık. Üç puan kazandık” diyor. Gazla çalışanlara fren olmak gayreti içinde! Aynı Avcı ayrıca her maç için taraftarı tribünlere çağırarak futbolu takımla birlikte oynamaya davet ediyor: “Birlikte atağa kalkalım, birlikte pas yapıp topa basalım. Rakibe karşı savunma yapalım!” Yani; Avcı kendi alanını iyi organize ediyor. Kendi mutfağında başarılı.
Aynı şeyleri yönetim için söylemek zor. Yeni bir kongre yapıldı. Tek liste ile gidilen seçimde kullanılan oy yüzdesi yüzde 18’de kaldı. Ağaoğlu’nun yeni listesi başarı geldikçe sorun yaşanmaz. Olası başarısızlıkta Allah korusun! Çil yavrusu gibi herkes dağılır. Şehirle bir bütünleşme yok. 2011 sezonunu hatırlıyorum. Sadri Şener başkan, Hayrettin Hacısalihoğlu asbaşkan. Camianın bütün dinamikleri tek tek arandı, tarandı bir araya getirildi. Trabzonspor’da başkanlık yapmış 6-7 ismi ilk kez o zaman birlikte gördüm. Asbaşkan Hayrettin Hacısalihoğlu ile yollarını ayırdıktan sonra Sadri Şener, fırtınada yolunu kaybetmiş taka gibi oldu.
Başkan Ağaoğlu maalesef aynı yolda.. Yola çıktıklarını başarı filizlenmeye başlayınca yolda buldukları ile değiştirdi. Zaman her şeyin ilacıdır. Yaşayıp göreceğiz. Ben olsam yönetimi hiç değiştirmeyip tüm ekibi onore ederdim. Sezon sonu da olağanüstü kongre ile yeni ekip yapardım. Takdir kendisinindir. Şu bir gerçek ki listesinde siyaseti iliklerine kadar hissetmek mümkün! Yönetici Faruk Hacıhaliloğlu’nu listeden çıkaramadı. Paylaşımları ortada. Yetmedi ceza alan birine finans ve proje geliştirme görevi verildi! İBB Başkanı seçildiğinde kendi divan kurulu üyesi, eski yöneticisi İBB Ekrem İmamoğlu’na “hayırlı olsun” ziyaretine bile gidemedi! Şehir dışında “bütünleşme” dedikleri durum bu haldeyse şehir içine girmeye gerek bile yok. Başkan şehirde misafir. Asbaşkan evliya çelebi gibi. Şehrin iç dinamiklerini kim hareketlendirecek?
Trabzonspor’un iç barışa, güvene birlikteliğe, ortak akıla ihtiyacı var. Koltuğa oturan “küçük olsun benim olsun” düşüncesine kapılıyor. Başarısızlık olunca suçlu aramaya başlayanlar yemek fotoğraflarından bile düşman yaratmaya çalışıyor. Üç dönemdir kulüpte başkanlık yapan Ağaoğlu ve ekibi dilerim hedefe ulaşır. Aksi durumda yıkım büyük olur.
Horonu büyütmek hem keyif verir hem de güç.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.