Abdullah Şanlı
22 Aralık 1914 ve Hacıalizade Ahmet Hamdi!
Bugün size yine Hasan Kurt’un ‘Bir Zamanlar Trabzon-2’ adlı kitabında yer alan Hacıalizade Ahmet Hamdi’nin yaşamından bir kesit aktaracağım.
Hacıali Ahmet Hamdi, Trabzon Sotka Mahallesi’ndendi. Yıl 1914… Hacıali Ahmet Hamdi, askere alınır, görev yeri Sarıkamış’tır.
Babası ile askerlerin sevkiyatının yapıldığı Değirmendere’ye gider. Değirmendere ana baba günüdür... Dereboyu at arabaları, atlar sıra sıra dizilmiştir.
‘Bismillah’ diyerek konvoy halinde yola koyuldular. Maçka, Çatak’a geçince konakladılar. Kimileri kiliselerde, kimileri mescitlerde, kimileri de açık havada yattılar. Geceyi orada geçirdiler. Ertesi gün Zigana’nın zirvesini aştılar, Torul yakınlarında yine konakladılar. Yolda İran’dan gelen ve ucu bucağı görünmeyen deve kervanları... Deve kervanlarının önünde eşekler… Gümüşhane, Bayburt derken Erzurum’a ulaştılar. Erzurum kalesindeki ana karargâha vardılar. Karadeniz illerinden, Erzincan ve güneyden gelenler ağırlıkta idi.
Karargâhta Enver Paşa ve 3. Ordu Komutanı Hasan İzzettin Paşa vardı. Karargâhta üç beş gün plan yapıldı. Sonra askerler bölük bölük, manga manga ayrıldılar. Ahmet Hamdi az da olsa şanslıydı. Ordu habercilerinden biriydi… Erzurum kalesinden Sarıkamış’a, Allahuekber dağlarına doğru üç koldan yürüyüş başlamıştı. Aralık ayı ortalarıydı. Çoğunun ayaklarında deri pabuç, çarık. Çok azında postal vardı. Gündüzleri hareket ettiklerinde soğuğu pek hissetmiyorlardı. Her taraf bembeyaz. Kar ve tipi kasıp kavuruyordu. Geceleri soğuktan tir tir titriyorlardı.
Enver Paşa’nın ordusu Sarıkamış’ta Ruslara değil, soğuğa mağlup olmuş, geride binlerce şehit ve esir bırakmıştı… Sarıkamış bozgunundan sonra ordu geri çekildi, asker terhis edilmedi. Bir süre sonra Ahmet Hamdi, bir yolunu buldu ve birkaç yaralı arkadaşı ile aç susuz bir yolculuktan sonra Trabzon’a döndü.
***
Ahmet Hamdi, Sarıkamış’ı anlatırken, “Allahuekber dağlarında yakılan ateşin etrafında toplanır, hem donmaktan korunur, hem de birbirimizin bitlerini temizlerdik. Çamaşırlarımızdaki bitleri çakı ile kazırdık. Gündüzleri bitler yine canlanırdı. Çok sayıda arkadaşım, soğuktan, açlıktan, bitten, yorgunluktan öldü” diyordu.
***
Ahmet Hamdi bir süre sonra babasıyla İstanbul’a tekne ile fındık getirirken Ruslara esir düşer. Sibirya’daki esir kamplarında iki yıl kalır. Rus devrimi sonrası kamplardaki esirler serbest bırakılır. Moskova’ya, oradan Batum’a ve Trabzon’a döner. Gazi Mustafa Kemal’in 1924 yılında Trabzon’a yaptığı gezide şoförlerinden biri olur.
Daha sonraları Mısır’ın İskenderiye kentine gider. İskenderiye-İstanbul arasında mekik dokur. Tekrar Trabzon’a döner ve Hacıkasım Cami imamı Behram Dedeoğlu’nun kızı ile evlenir.
Hacıali Ahmet Hamdi, daha sonra Trabzon’dan batıya göçer.
Bugün 22 Aralık 1914, Sarıkamış bozgununun yıldönümü. Bu önemli günde, o günleri yaşayan Trabzonlu Hacıali Ahmet Hamdi, aklıma geldi ve Hasan Kurt’un eserinin, “Trabzonlu bir portre: Hacıali Ahmet Hamdi” bölümünden size birkaç satır aktardım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.