Abdullah Şanlı
Vali’nin türbesi neden yıkıldı?
Trabzon Ortahisar’da, Büyük İmaret Camisi’nin (Gülbahar Hatun) çevresi 1937 yılına kadar mezarlıktı. Trabzon kent içerisinde, Osmanlı döneminde aslında çok sayıda Müslüman ve gayrimüslimlerin mezarlığı vardı. Kentte ölenler bu mezarlıklara defnedilirdi.
Hasan Kurt’un ‘Bir Zamanlar Trabzon 1’ adlı eserinde, bugünkü Atapark’ta yer alan, Vali Kadri Beyin türbesinin yıkılışının hikayesi yer alır.
Trabzon Valisi Kadri Bey, 1902 yılında genç yaşta vefat eder. Oğlu Hüseyin Kadri, babasının ölümünü dahiliye nazırına bildirir. Dahiliye nazırı da Kadri Bey’in Trabzon’a önemli hizmetler yaptığını belirterek münasip yere defnedilmesini ve masrafları da Padişah tarafından karşılanmak üzere türbe yapılmasını emreder.
Vali Kadri Bey’in cenaze töreni görkemli olur. Trabzon’daki konsoloslar, papazlar, mülki erkan, hocalar, Rum ve Ermeni öğrenciler, kısaca tüm Trabzonlular cenaze törenine katılır. Vali Kadri Bey, Büyük İmaret Mezarlığı’nın kuzeyine defnedilir, kısa bir süre sonra Padişah 2. Abdülhamid 450 altın gönderir ve Vali’ye görkemli bir türbe yaptırılır.
1930’lu yılların sonlarına doğru, 3. Genel Müfettişi (Bölge valisi olduğu için Trabzon valisi de ona bağlı idi) olan Tahsin Üzer, Büyük İmaret Mezarlığını kaldırtır ve Kadri Bey’in de Türbesi yıktırır. Kadri Bey’in mezarı, Değirmendere’deki yeni mezarlığa taşınır…
Kadri Bey’in türbesinin yıktırılması kimilerine göre, iki vali arasında geçmişten gelen çekişme ve sürtüşmeye bağlı imiş. İki vali de aslen Trakyalı idi. Türbenin yıkılması iki vali arasındaki çekişmeye mi bağlıydı net bilemiyoruz.
***
Vali Kadri Bey, farklı bir valiydi. Trabzon’da bir heyet, Ortahisar’daki eski valilik binasına gider. Vali Kadri Bey’in huzuruna çıkarak, şehirde bir genelev açmak için müracaat ederler ve dilekçe verirler. Kadri Bey, dilekçeyi alır okur ve çalışanlara bir şey demeden dilekçenin arkasına “Pezevenk bir vali gelinceye kadar hıfz-ı kalem’e” diye bir not düşer ve altını da imzalar. Gelen heyete valilik kalemine teslim edilmesi söyler. Valiyi ziyarete gelenler okur yazar olmadıklarından valinin ne yazdığını bilmeden, dilekçeyi bir umutla vilayet kalemine teslim ederler. Dilekçeyi okuyan katip, gelenleri büyük bir hışımla kovar.
1902 yılında Kadri Bey ölür. Heyet kalemden dilekçeyi alır yeni gelen valiye sunar. Yeni gelen Vali Kadri Bey’in yazdıklarını okuyunca, “Pezevenk vali ben miyim” diyerek o da daha büyük bir hışımla gelenleri kovar ve dilekçeyi yırtıp atar.
Vali Kadri Bey, gerçekten farklı bir vali idi!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.