İhsan Öksüz
SUÇLULUK DUYGUSU!
Trabzonspor ligde aldı başını gidiyor, rakipsiz lider ya spor yazarları, yorumcuları, sözde otoriteler, eski tüfekler ne diyeceklerini şaşırdılar. Adeta bir övgü yarışına girdiler. Trabzonspor övgüleri hak ediyor da Trabzonspor’un dışındakilerin bir çoğunun övgülerinin altında yine de bir hinoğlu hinlik yok değil! Burada tarafsız, doğru ya da yanlış olsa ortaya konuşan, yazanları elbette ayrı tutuyorum. Zaten kimleri kastettiğim ortada…
Trabzonspor’a olan bu aşırı övgünün nedenlerinden biri gerçek olmasıdır. Ama ikincisi; övgü yarışına çıkanların aslında tarafı oldukları, tuttukları takımlara tepkidir! Evet, onlar kendi takımlarının düştükleri durumu kabullenemiyorlar. Bu nedenle her hafta yaşadıkları, umutla bekledikleri Trabzonspor’un yenilmesi veya puan kaybetmesi durumu gerçekleşmediği için, kendi kulüplerine olan hırsları da artıyor.
Bunu çeşitli yollarla dile getirmeleri artık olağan hale geldi. Ama bana göre Trabzonspor’a övgülerin altında bir başka gerçek neden daha var: Suçluluk Duygusu… Evet, Trabzonspor lige çıktığı tarihten beri o kadar haksızlığa uğradı ki bu toplansa buradan aya yol olur! Şimdiki yorumcuların, yazarların hatırı sayılır bir bölümü geçmişte, hatta çok gerilere gitmeye gerek yok yakın geçmişte Trabzonspor için yapılan adaletsizliklere göz yumdular.
1995-96, 2004-05, 2005- 06, 2010-2011 ve 2019-20 sezonlarını hatırlayın. Hele 3 Temmuz 2011 şike sürecini… Trabzonspor’u şampiyon yapmamak için gayret edenlerin değirmenine su taşıyanlar kimlerdi? Hatta müdahil olanlar? Gizli ve açık şekilde Trabzonspor’a zarar verenler? Bunu bile bile yapanlar?
Ne kadar tuhaf değil mi? Şimdi bunlardan bazıları “ Trabzonspor şampiyon olursa ve beni kabul ederlerse kutlamalara katılmak isterim” diyor! Kim diyor? Mesela Rıdvan Dilmen… Ne demek bu? “Beni kabul ederlerse…” ne demek Allah aşkına? Bir şehrin takımının şampiyonluğu halinde onun kutlamalarına katılmak için o şehirden izin istemek ne demek?
Bu ifadede, bu istekte bile bir sıkıntı yok mu? İşin doğrusu gelmesi için, ne kimseden izin alması, ne kimseye duyurmasının gerekmediğidir. Yani, elbette gelebilir, gelmeli de… Ama neden bu telaş? Kaldı ki Rıdvan Dilmen bu ülkenin en iyi yorumcularından birdir. Beğenin veya beğenmeyin tespitleri, yorumlarına katılmamak mümkün değildir. Fanatik Fenerbahçeli olduğunu her zeminde söylemiş, yapmış ve icrasını da yerine getirmiştir!
Şike sürecinde oynadığı rol ve takındığı tavır da bellidir. Ama “Trabzonspor’un şampiyon olması halinde Trabzon kabul ederse Trabzon’a gitmek istiyorum” demesinin altında yatan neden başkadır! Bana göre bu bir vicdan muhasebesidir. Yani pişmanlık, yani suçluluk duygusunun dışa vurumudur. Belki de “ Trabzonspor’a çok haksızlık ettik.” demenin başka bir çeşididir.
Rıdvan Dilmen bunu daha önce de denedi. Mesela hiç unutmuyorum. Akyazı Şenol Güneş Spor Kompleksi’nin açılışı için “ Fenerbahçe kulübü başkanı Aziz Yıldırım açılışa katılmayı çok istedi ama, muhtemel tepkilerden çekindiği için katılamadı” dedi. Bunu da o tarihte yazdım. Dilmen, Aziz Yıldırım’dan habersiz böyle bir söz edebilir mi?
Demek ki sadece Dilmen değil başkaları da pişmanlık duyuyormuş. Buna vicdan yapmak da denebilir.
Sözün özüne gelince; Başta Rıdvan Dilmen olmak üzere Trabzon’un, Trabzonsporluların kimseye bir kini, düşmanlığı yoktur, olamaz. Şike yapmış olsa bile Fenerbahçe’ye hem bu ülkedeki adalet sistemi, hem UEFA gereken cezayı vermiştir. Sonradan sulandırılması başka bir nedendir.
Kendi adıma söylüyorum: Trabzon’a gelmek için izin istemeye gerek yoktur. Bu ülkede insanlar istediklerini yere, istekleri şekilde gidebilirler. Trabzon bu illerden farklı değildir. Burada insan eti yenmiyor. Burada spor adına linç yok. Üstelik Trabzon halkı da ülkenin ortalama halkından farklı değildir.
Kim istese gelir, kim istemezse gelmez. Biz gelene kucak açarız. Şimdiye kadar bunun aksi olmamıştır. Bu şehir için her türlü pisliği yapıp, yazıp çizenleri de affetmiştir. Trabzon’u bir dönemler terörün merkezlerine benzetenleri de affetmiştir. Hüseyin Avni Aker’in tel örgülerini kaldıran rahmetli büyük teknik adam, başkan Özkan Sümer’e “ Bırakın tel örgüleri kaldırmayı, ona elektrik verin” diyen yazarı da affetmiştir.
Rıdvan Dilmen ne ki? Trabzonspor’un şampiyon olmasını beklemesine de gerek yok. Şimdi bile gelebilir. Buyursun gelsin. Ve gelmesi de gerekir. İzin istemesine hiç gerek yok. Kılına bile zarar gelmez. Çünkü burası Trabzon…
(Not: Trabzonspor henüz şampiyon olmadı. Aman dikkat. Y.Konyaspor’un başarılı ve milli futbolcusu Ahmet Çalık trafik kazasında hayatını yitirdi. Çok üzücü bir olay. Kendisine rahmetler, yakınlarına başsağlığı diliyorum)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.