Yarınları Öngörememek: Gelecek Kaygısı

Son yıllarda ülke ekonomisinin günden güne daha kötüye gitmesiyle birlikte işsizlik de zirve yapmış durumda. Özellikle üniversite mezunu olan genç neslin büyük bir çoğunluğu, başarıyla mezun olup kendi mesleklerini icra etmek adına hazır olmasına rağmen, kendi alanlarında iş bulamamaları, diğer meslektaşlarıyla maddi ve sosyal anlamda girmek zorunda oldukları haksız rekabet gibi sebeplerle mesleklerine tutunamamakta; bununla birlikte kendi ayakları üzerinde durabilmek adına sahip olduğu niteliklerden farklı gereksinimleri olan, hakettikleri maaş ve iş koşullarından daha düşük imkanlar barındıran işlerde çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Bu durum gençlerin kendi mesleklerinde tecrübe kazanmalarının önüne geçerken aynı zamanda da hakettiklerinden daha düşük şartlarda çalışmalarına sebebiyet vererek psikolojik olarak da onları yıpratmaktadır. Tüm bunların sonucunda ortaya çıkan yarınlarını öngöremeyen, umutsuz ve gelecek kaygısıyla yaşayan bir neslin yetişmesi ve nitelikli gençlerinden randıman alamayan bir Türkiye'dir.

Şahsi fikrim, Türkiye'de işlerin bu hale gelmesinin önemli sebepleri; niteliksiz eğitim veren üniversite sayısının arttırılması, özel üniversite kavramı kapsamında maddi durumu iyi olan kişilerin neredeyse istediği her bölümde okuyabilme imkanına kavuşması; büyük çabaları sonucunda aynı bölümde okuyan, maddi durumu yeterince iyi olmayan başarılı öğrencilerin; sosyal bağlantılarının yeterince güçlü olmaması, işyeri açacak maddi yeterliliğe sahip olmaması, eğitimin niteliksizliğinden ötürü okullarda verilmeyen, fakat meslek hayatında koşul olarak karşılarına çıkan, mevcut durumda tam bir para tuzağı haline dönüşmüş sertifikasyon programlarını tamamlayamama gibi sebeplerle mağdur edilmeleridir. Parası olanın önünün açıldığı, olmayanın ise çaresizliğe terkedildiği bu işlevsiz eğitim sisteminde elbette ki çaresiz kalan gençlerin geleceğe umutsuzca bakmaları kaçınılmaz olacaktır.

Benim de içinde bulunduğum, çevremde gözlemlediğim gençlerin en az %80'i bu sorunlardan yakınmakta, yurtdışına nasıl yerleşebileceğinin planlarını yapmakta, işsizlikle mücadele etmekte veya memnun olmadığı bir işte çalışmakta... Elbette gençlerin bu durumdan kurtulmasını sağlayacak, onların psikolojik durumlarını mükemmel hale getirecek sihirli sözcüklere sahip bir psikolog olduğumu iddaa etmeyeceğim. Fakat tüm gençlere nacizane fikrimi söylemek de isterim. Pes etmek için değil daha çok mücadele etmek için birçok sebebimiz var. Önümüze sunulan bu imkansızlıkları kabul etmek yerine, bu düzeni nasıl değiştirebileceğimiz üzerine düşünmeliyiz. Unutmamak gerek büyük zorlukların ardından gelen başarı, kolay olanından çok daha değerli ve tatmin edicidir.

Mert Seis

04.07.2021

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.