ENGİN (KALAFATOĞLU) AĞABEY

Yarın dostumuzu geri dönülemez yolculuğuna uğurlayıp hayatımıza devam edeceğiz.

Dünya bu şekilde yürüyor.

İnsanoğlu iki duyguyla yaşayamaz, geliştirdiği savunma mekanizmasıyla bu duyguları bastırır ve yoluna devam eder.

Bu duyguların biri pişmanlık, diğeri de ağır üzüntüdür.

Ne kadar büyük bir suç işlerse işlesin savunma mekanizması bir haklılık gerekçesi bularak pişmanlık duygusuna son verir.

Ağır üzüntüler için de benzer mekanizmalar işler ve hayata devam edilir.

"Ölenle ölünmez" savunma mekanizmamızın geliştirdiği bir tesellidir ve doğrudur da.

Engin (Kalafatoğlu) Ağabeyin vefatı bizi niçin derinden sarstı, merhum kimdi?

Engin Ağabeyi bilmeyenler ve derin üzüntümüzün nedenini merak edenler için ona dair bir kaç satır paylaşmak istiyorum.

Öncelikle Engin Kalafatoğlu bir ağa çocuğu idi.

Babası büyük bir hayırsever ve işinsanı idi.

Sürmene'de okul, yurt gibi bir çok eseri vardır.

Engin (abi) varlık içerisinde büyümüş tok bir insandı.

Gözü aç biri değildi.

Varlığın şeref satın alamayacağını

ve

ağalığın vermekle olduğunu iyi biliyordu.

Bu özelliklerini taçlandıran ise TEVAZUSUYDU.

Bir yanda en büyük işinsanları, spor ve sanat camiasının şöhret isimleri ile ilişki halindeyken,

otelinde yemek rezervasyonu için şöhretler torpil ararken

Sürmene Şehir Kulübünün deposunda yemek yerdik.

Bakanla da aynı sıcaklıkta konuşurdu kendisinden yardım isteyen gençle de.

Engin Abi, Makine Yük. Mühendisiydi.

Yüksek öğrenimini İngiltere'de yapmıştı.

Apartman üniversitelerinin dağıttığı diplomalarla caka satanların,

cebine üç kuruş girince burnundan kıl aldırmayanların cirit attığı bir çağda,

Engin Abinin tavrı kıymet biçilemez bir insanlık örneğiydi.

İş hayatında öncülük ettiği konular yanısıra Türk Sporuna da önemli katkıları vardı.

Sörf Sporunun gelişmesi için büyük uğraşlar vermiş, Sörf Federasyonunda önemli görevlerde bulunmuştu.

Alaçatıyı Alaçatı yapan insanlardandı Engin Kalafatoğlu.

Trabzonspor'da görev yapmış, Trabzonspor'a Kartal Tesislerini kazandırmakta önemli işlev görmüş birisiydi.

Sporun "veren yöneticiler" kategorisindeydi.

Trabzonspor ile kimlik kazanmış, işlerini geliştirmiş insanların köşe bucak kaçtığı ya da şikecilerin hamilerini yalamak için kuyruğa girdiği ŞİKE SÜRECİNDE Engin Abi,

yiğitçe, korkusuzca ADALET İÇİN ortaya çıktı.

ŞİKE SÜRECİNDE yaptıkları çoğumuzun malumu.

Trabzonspor Yönetiminin mali acze düştüğü zamanlarda ŞİKE MÜCADELESİ için başvurulan ilk adresti Engin Abi.

Şövalye ruhlu insanlara ülkemizin çok ihtiyacı var.

Hele de Trabzonspor'un.

Büyük mücadeleler, büyük insanlarla verilir.

Büyük mücadelemiz, bir büyük insanını kaybetti.

Normal bir dostluğun seyri gibiydi ilişkimiz.

Sevişmeler, tartışmalar, kırgınlıklar...

Hepsi dostluğumuza dairdi.

Elbette yokluğunu acı bir şekilde hissedeceğim.

Ve fakat

ne ailesinin ne de Trabzonspor Camiasının acısı kadar büyük olamaz benim acım.

Son şakalaşmamızdan bir kaç saat sonra vefat etti.

Allah rahmet eylesin.

Ya biz şimdi ne yapacuğuk Engin Abi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.