Mimar İpek Kahya Büyükcivelek

Mimar İpek Kahya Büyükcivelek

ANTİK MISIR MİMARİSİ

Mısır, batı mimarlığının başladığı yerdir. Batı mimarlığının kökeni eski Mısır dini ve bilimidir.

Mısır dendiğinde çoğu insanın zihninde dev piramitler canlanır. Dünyanın birçok yerinde rastlanan piramitlerin içerisinde en ilgi çekenleri Mısır’dakiler olmuştur. En büyük mimari kalıntıları ölülerini gömdükleri bu yapılardır. Bu mezarlar sadece ölülerin içine gömüldükleri değil, ölümden sonraki yaşamlarını sürdürecekleri kutsal mekanlarıdır.

Gize Piramitleri

Eski Mısır’da kullanılan iki önemli yapı malzemesi vardır: Taş ve kerpiç. Mısırlıların oturdukları konutlar, kerpiç ve ahşap gibi dayanıksız malzemelerden inşa edildiği için günümüze ulaşamamıştır. Köylüler basit evlerde yaşarken varlıklı sınıfların evleri daha özenle inşa edilmiş ve daha fazla ayrıntıyla donatılmış yapılardı. Eski Mısır’da kubbe yapımı bilinmiyordu bu yüzden tüm çatılar düzdü.

Tapınak ve mezar gibi önemli yapılar, sonsuza dek ayakta kalması istenerek kerpiç yerine taş kullanılarak inşa edildi.

Piramitler hiçbir zaman tek olarak yapılmamıştır; içinde başka yapıların da bulunduğu bir yapılar bütününün parçasıdır. Mezar odalarının yanında bir mezar tapınağı bulunur. Çevresi duvarla çevrili bu yapılardan çıkan bir yol, verimli bir toprağın sınırında ya da Nil Irmağının kıyısında bulunan vadi tapınağına bağlanır.

Piramitler matematik, astronomi ve coğrafya gibi pek çok bilimin harmanlanmasıyla inşa edilmiş yapılardır. Taşları dizerken kullanılan eğim derecesi binde bir oranında bile kaysaydı taşlar zirvede kusursuz bir şekilde birleşemezdi. Bu durum, inşa sırasında düşündüğümüzden daha çok hassasiyet gösterildiğini bize kanıtlıyor. Duvarlar son derece kalındı ve dengenin sağlanabilmesi için eğimliydi. Geniş kirişler oluşturmak mümkün değildi, bu yüzden taş sütunlar birbirine yakın inşa edilirdi. Kirişler gerilme direnci küçük olan maddelerden yapılırdı ve bütün olmak zorundaydı.

Tarihi olaylar duvarlara ve dikili taşlara hiyeroglif ile yazılıyordu. Dinsel semboller her türlü mimari yapının vazgeçilmez öğeleriydi.

Antik Mısır’ın bilinen ilk ve en eski piramidi olan Zoser (Djoser) Piramidi; MÖ 2650 civarında yapımı Sakkara’da tamamlanan, firavun Zoser tarafından, antik dünyanın en ünlü mimarı Imhotep’e yaptırıldığı söylenen, bir yapı kompleksinin parçasıdır.

Basamak piramidine örnek olan bu yapı, bir çeşit mezar mimarisi özelliği taşıyan mastaba olarak bilinmektedir. Aslında mastaba olması planlanan Zoser Piramidi, farklı mastabaların küçültülerek üst üste inşa edilmesi sayesinde bir piramit formu kazanmıştır.

Antik Mısır uygarlığında, toprak altına gömülen ölülerin anısına, mezarın hemen üstüne kurulan tepesi düz odacıklara mastaba adı verilirdi. Bu mastabalar; mezarın yerini belli etmek, ölünün ruhu için dua edilen bir ufak tapınak sağlamak ve ölünün yaşarken yaptıklarını anarak yaşatmak amacıyla yapılırdı. Bu mezar odasının duvarları, kralın sarayının duvarlarının üstündeki sazdan hasırları andıran yeşil çinilerle kaplıydı.

Zoser Piramidi, tamamlandığında 62 metre yüksekliği ile zamanının en yüksek yapısıydı. Çevresindeki kompleks, 40 dönümlük bir alanı kaplayan ve 10.5 metre yüksekliğindeki bir duvarla çevrili rahipler için bir tapınak, avlu, türbe ve yaşam alanlarını içeriyordu. Bu piramidi diğer piramitlerden ayıran bir diğer özelliği ise mezar içlerinde kabartmalı süslemelerin yer almasıdır.

Piramit içerisinde firavun mezarı, cenaze odası ve tapınaklar yer almaktadır. O dönemde ölümden sonra yaşama inanıldığı için mezar içerisine değerli eşyalar ve yiyecekler bırakılırdı. Ancak geçmişte mezarlar soyulduğu için firavunlara ait mumyalar ve değerli eşyalar oldukları yerde bulunamamıştır.

GİZE PİRAMİTLERİ

Mısır’ın başkenti Kahire’deki Gize Piramitleri; Keops, Kefren ve Mikerinos’dan sadece Büyük Piramit olarak bilinen Keops Piramidi, Dünyanın Yedi Harikası’ndan biridir. Dünyanın Yeni Yedi Harikası listesinin de onur üyesidir.

Belçika asıllı mühendis ve piramit araştırmacısı Robert Bauval, Keops (Khufu), Kefren (Khafra) ve Mikerinos (Menkaura) piramitlerinin dizilişleri ile ilgili olarak önemli bir keşifte bulunmuş ve Orion takımyıldızının kemer yıldızları olan Alnilam, Alnitak ve Mintaka yıldızlarının gökteki konumunun söz konusu piramitlerin dizilişinin izdüşümü olduğunu bulmuştur. Bu üç piramit peş peşe kral olan kendi adlarıyla Khufu, Khafra ve Menkaura tarafından yaptırılmıştır.

Keops Piramidi, Khufu Piramidi ya da Büyük Piramit olarak da bilinir. Yüksekliği 146,7 metre olup tabanının her bir taraftan uzunluğu 230,37 metredir. Fakat erozyon ve tepe kısmının yokluğu nedeniyle günümüzde yüksekliği 138,75 metredir. Üç piramit içinde en eski ve en büyük olanıdır. 20 yılı aşan bir sürede yapılmıştır. Yükseklik rekoru 4000 yıl boyunca kırılamamıştır.

Kefren Piramidi, 143,5 metre yüksekliğinde ve eğimi 53,2 derecedir. En önemli özelliği piramidin en üst bölümündeki koruyucu kaplamaların bozulmadan günümüze kadar gelmesidir. En üstündeki taş 36 tondur. Yerin en altında kral odası, en üstünde ise kraliçe odası vardır.

Mikerinos Piramidi, Gize piramitlerinin en küçüğüdür. 65,5 metre yüksekliğe sahiptir. Diğer iki piramitten bir farkı, defin odasının en aşağıdaki olmasıdır.

Büyük Gize Sfenksi, Mısır’ın başkenti Kahire’de, Gize Piramitleri bölgesinde yer alan bir sfenks heykelidir. Sfenkslerin en tanınmışı ve en büyüğüdür ve “yaşayan heykel” anlamına gelir. Dünyadaki en büyük tek taş heykeli olup 73,5 metre uzunluğunda, 6 metre genişliğinde ve 20 metre yüksekliğindedir. Toprağın kazılarak, yukarıdan aşağıya doğru yapıldığı iddia edilir. Altındaki tünel tam arkasındaki piramide doğru gider. Bu Sfenks, 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde güneş ışığı bu yapının tam solundan geçerek arkasındaki piramidin çizgisinden geçecek şekilde yapıldı. Yükselen güneşi karşıladığı için Gize Piramitlerinin koruyucusu olduğuna inanılır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.