Haluk Ayyıldız
Sıra Mourinho’da…
Şunu bir kere söyleyelim Trabzonspor hakikaten de çok iyi bir takım olma yolunda ilerliyor… Eksikleri var mı, var tabi ki. Hücum hattına söyleyeceğimiz laf yok ama savunmada Berat’tan kaynaklı hataları var. Berat, rakip takım hücuma kalktığında hiç etkili değil, dolayısıyla top anında Trabzonspor savunmasında kendine yer buluyor. Bu sorunun acilen çözülmesi gerekiyor.
Forveti yok demiştik Trabzonspor’un ama Danimarkalı Cornelius transferi gerçekleştirildi. Tutarsa Trabzonspor’u durdurana aşk olsun diyebiliriz. Ancak daha önce de dediğim gibi, Berat’ın yerine daha farklı özelliklere sahip transfer yapılmalı, hatta stoperde oynayabilmeli... İşte o zaman Trabzonspor’u bence kimse durduramaz…
UEFA Avrupa Konferans Ligi ilk maçında Trabzonspor bilindiği gibi Trabzon’da Molde ile 3-3 berabere kalmıştı. Norveç’teki rövanş karşılaşmasına bordo-mavililer etkili başladı fakat kadro yapısı aynen ilk maça benziyordu. Yani, Serkan Asan sağbekti. Sağ ayaklı Peres’de sol bekti. Abdullah Avcı hoca bu sorunu maalesef çözemedi elinde İsmail Köybaşı, Trondsen ve Faruk Can varken. Ben takıyorum böyle ilginç hareketlere… Yani, yama yapmak gereksiz bir iş diyorum. Avcı hocanın bir bildiği vardır diyeceğim ama macera aramayı seviyor sanırım…
Neyse, Trabzonspor maça hızlı başladı demiştik. 9’uncu dakika da Bakasetas’ın kullandığı korner atışına Hamsik kafayla dokundu, o top direkten geri döndü, yazık oldu. Sonrasında tipik Norveç atakları başladı. Üst üste, üç kez geldiler ve etkili geldiler, kaleci Uğurcan Çakır başarılıydı. Dakika 31’de yine Bakasetas’ın sert vurduğu top çok az farkla auta gitti. Djaniny’i bu maçta etkisiz gördüm. Bakasetas kadar kimse savaşmadı. Nwakaeme’de etkili değildi. Gervinho’da yorgundu herhalde ama gene de hücum hattında etkiliydi Trabzonspor. Daha akıllı hareket edebilselerdi golü mutlaka bulabilirdiler, ama olmadı…
Neyse, Trabzonspor ikinci yarıya bu kez kontrollü başladı. Şuursuz saldırmaktansa daha dengeli oyun planı Abdullah Avcı tarafından planlandı. Berat’ı da daha fazla koşmaya zorladı ve atakları kesme konusunda savunmaya daha yakın oynaması hedeflendi, öylede oldu. Dediğimiz dakikalarda Trabzonspor’un da golü gecikmedi. Sahanın en iyisi Bakasetas’ın 57’de kullandığı harika kornere, Edgar dokundu. 1-0
Şimdi bir öz eleştiri yapalım. Savunma kötü dedik… Fakat, İlk maçta Hugo, rövanş maçında da Edgar gol attı… Demek ki sorun dönüp, dolaşıp Berat’a geliyor. Kendisinden bekleneni tam yaparsa Trabzonspor’un savunma sorunu da tam anlamıyla çözmüş olacak.
…Ve olmayacak bir iş oldu. Maçın uzatma dakikalarında Trabzonspor golü yedi ve maç maalesef uzatmalara gitti 1-1
Peres’e bir çift lafımız olsun. Trabzonspor 1-0 öndeyken ve kalecide kalede yokken boştaki iki arkadaşına topu atmadı, verse o pası Trabzonspor, ikinci golü bulacaktı ve iş çoktan bitmiş olacaktı. Demek ki neymiş futbolla dalga geçmeyeceksin MR. Peres…
Sonuç olarak, Trabzonspor penaltılara kalan maçı kazanmasını bildi. Turu getiren golü de Norveçli Trondsen’de gelmesi de büyük anlamlar taşıdı. Tebrikler… Ancak bu maçtan büyük derslerde çıkartmak gerekiyor. Yanılıyor muyum?
Not: Trabzonspor UEFA Avrupa Konferans liginde rakibi Molde’yi mağlup ederek Roma’nın rakibi oldu. Peki, Trabzonspor Roma’yı eleyebilir mi? eleyebilir, neden olmasın ki diyorum. Zaten Roma’yı eleyebilirse Dünya’da büyük sükse yapar. Mourinho’un da karizmasını çizer! NOKTA…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.