Ara sırada olsa Trabzon’daki kitapçılara uğrar, yeni gelen kitaplara göz atarım. Önceki gün Ra Kitabevine uğradım. Ra Kitabevi, yalnız Trabzon’un değil Türkiye’nin en büyük kitabevlerinden biri, belki de en görkemlisidir. Ra’da hangi kitabı ararsanız bulma imkanınız var. Olmayan kitaplarda bir gün sonra size ulaşıyor.

Kitabevi sahibine, kitap satışlarını sordum. “Abla, lise ve üniversiteye hazırlık kitapları ile bir de üniversitede okutulan kitaplar dışında diğer kitaplar pek satılmıyor. Ünlü bazı yazarların kitapları tek tük gidiyor. Gençler artık okumuyor” dedi.

Ulusal Yayıncılar Birliği’nin verilerine göre bir Türk 10 yılda bir kitap okuyormuş. Yani 10 yılda bir kitap! TÜİK verilerine göreyse kitap okumak Türk insanının ihtiyaç listesinde 235'inci sırada...

İnsanlara neden kitap okumadığı sorulduğunda hemen herkes vakitleri olmadığını söylüyor. Aslında kitap okumak için vakit o kadar fazla ki! Gençler, yetişkinler kitap okuma yerine cep telefonları ile vakitlerini geçiriyorlar.

Okuma alışkanlığı aslında ilkokuldan başlatılmalı. Yani okumanın temeli eğitim sisteminden geçiyor denilebilir. Kitap okumak, aslında insanı bir başka dünyaya yolculuk yaptırır. Kitap insanın hayal gücünü hayata bakışını değiştirir.

İnsanların okuması gereken tek şey kitap değil. Gazete, dergi de okunmuyor.

TV’ler ve cep telefonları insanlarımızı adeta esir almış durumda.

Yeni kuşağın önemli bir kesimi fikirsiz yetişiyor iddiasındayım.

Okumak insanı geliştireceği gibi çevresini de geliştirir.

Aslında ülkeyi yönetenler, okuma seferberliği başlatmalı. Bunun için de ilkokuldan liseye kadar bir saat okuma dersi konmalı.

Beden eğitimi, müzik gibi haftada bir saat da okuma dersi olmalı. Hatta ilk okullarda bu ders haftada iki saat olmalı.

Bu yolla yeni yetişen nesle okuma alışkanlığı kazandırırız diye düşünüyorum.