İstanbul'dan, Ankara'dan, Avrupa'dan yönetici olsun; kulüp, Trabzon'dan yönetilsin

İstanbul'dan, Ankara'dan, Avrupa'dan yönetici olsun; kulüp, Trabzon'dan yönetilsin

Trabzonspor'u Yönetenler Konuştu-49

Ali Sürmen kimdir?

1954'te Trabzon'un Çömlekçi Mahallesi'nde doğdu. Üniversiteye kadar olan hayatının tamamını burada geçirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Yedi yıl hakim ve savcılık yaptıktan sonra Trabzon'da avukatlığa başladı. Trabzon Baro başkanlığı yaptı. Doğru Yol Partisi'nde aktif siyasette rol aldı. 2008'de Sadri Şener yönetiminde Trabzonspor yönetim kurulu üyeliği yaptı. Sürmen, Trabzonspor Divan Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyor.

Şanslı bir kuşak

Ben çok şanslı bir kuşakta yetiştim. Trabzonspor'un 1.Lig'e çıkışına ve o ligi domine edip şampiyonluklar yaşamasına üniversite yıllarımda denk geldim. İstanbul'un yıkılmaz denilen armalarını sırt üstü yere yatırıp Anadolu'yu şampiyonluğa taşıyan Trabzonspor'un sevdalıları olarak İstanbul'daki havamız müthişti. O nedenle Trabzonspor'un bizim için ne anlam ifade ettiğinden öte bize ne kattığı önemlidir. Bize büyük onur katmış, güç vermiş ve bulunduğumuz yerde bizi daha önemli bir kişi olarak yaşatmıştır.

Kralın şehre girişi gibi!

Öğrenciyken İstanbul'da oturduğumuz mahalleye girerken bir temaşa ile giderdik. İnanın o mahallenin Anadolu'dan gelen insanları, Anadolu'nun üstünlüğüne o kadar hasretti ki bu hasreti Trabzonspor üzerinden gideriyorlardı. Bizim mahallede bayraklarla yaptığımız kutlamalara onlar camlardan, balkonlardan alkış tutarak destek verirlerdi. Bu adeta zafer kazanmış bir kralın şehre girişi gibi müthiş bir coşkuydu.

Hukuki katkı

Yönetimler; adaylar ve adayların etrafındaki etkili isimler tarafından belirlenir. Fakat bazı üyeler ihtiyaç üzerine alınır. Sadri Şener döneminde kongre ertelenmese listede ben yer almayacaktım. Fakat sonrasında hukuki katkı sağlayacak olduğumu düşündükleri için beni yönetime aldılar. İşte ben bu şekilde ihtiyaç üzerine yönetime girdim. Bu şekilde ihtiyaç üzerine kulüplere yönetici alımları yapılmalıdır. Tabi ki o yöneticilerin de Trabzonspor gerçeğini de bilmesi gerekir eğer bilmezse kendi reklamı için uğraşır.

Taraftarla seyahat

Asbaşkanımız Hayrettin Hacısalihoğlu'nun organize ettiği taraftarla seyahat uygulaması çok keyifli ve yerinde bir uygulamaydı. Gittiğimiz maçlarda yensek de yenilsek de keyifli bir yolculuk yapıyorduk. Uçakta taraftarımız yöneticilerle sohbet ederdi, dertlerini anlatırdı, çözüm önerilerinde bulunurdu. Trabzon şehri futbolu bilen bir şehirdir. Bu önerileri yadırgamamak gerekir. İstişare çok önemlidir. Ancak futbolcularla diyalog olmazdı. O konuda Hacısalihoğlu çok dikkatliydi. Bu uygulama kesinlikle devam etmeliydi. Tabi ki o dönem olduğu gibi kulübe yük yüklemeden olmalı.

Yönetim ve verilen paralar

Trabzonspor tarihinde bugüne kadar kimsenin parası kalmamıştır. Tabi bundan Sadri Şener, Nuri Albayrak, Mehmet Ali Yılmaz, Şamil Ekinci ve bir kaç kişi hariçtir. Bu örnekler ortadayken, parasını verip de geri alan yöneticileri abartmamızın bir anlamı yoktur.

İşte başarı odur!

Yöneticinin on liralık bir sponsorluğu on bir- on iki liraya vermesi başarı değildir. Onu yirmiye, otuza verebiliyorsan işte başarı odur. Bu yaparken çevresini kullanacak, siyasi iradeye etki etmeye çalışacak, Trabzonspor'un dışarıdaki bürokratlarını ve iş adamlarını kullanacak.

Hangi sokağa girsem...

Trabzonspor'u Trabzon'dan yönetmek zorundayız. Trabzonspor, İstanbul'dan yönetilemez. İstanbul'dan yönetici olmalı, Ankara'dan da olsun, hatta Avrupa'dan da olsun ama takım Trabzon'dan yönetilecek. Trabzon dışındaki bir yöneticinin gün içindeki Trabzonspor'u düşünme süresi çok azdır. Ancak Trabzon'da yaşayan bırakın yöneticiyi, ben bir divan kurulu başkanı olarak hangi sokağa girsem orada bana Trabzonspor ne oluyor başkan diyorlar. Düşünebiliyor musunuz adliyede adamın çocuğu tutuklu, onu düşünmesi gerekirken bana Trabzonspor'u soruyor.

Yeni stadın riski!

Akyazı stadı diye bir gerçek var. Taraftarın bana ne demeye hakkı yok. Hüseyin Avni Aker'de beş - on bin kişiye oynuyoruz. Akyazı'da bu kadar seyirci kaybolur gider. Sadece 'bilet aldım görevimi yaptım' demeye de hakkı yok. Maça gelecek. O stadı doldurmak zorundayız. Yoksa futbolcularımız deplasmanda oynuyormuş hissine kapılır. Yeni stadın böyle bir riski var. Taraftarın bordo-mavi renklere küsmeye hakkı yok ki. Küserseniz yöneticiye küsersiniz ve kongrede gönderirsiniz.

Sadri Şener çok açık sözlüydü

Yöneticilik dönemimde yönetim kurulu toplantılarımız keyifli geçerdi. Zaten başkanımız Sadri Şener çok açık sözlü biriydi. Her şeyi konuşur içinde tutmazdı. Zaman zaman toplantılarımızda fikir ayrılıklarına düştüğümüz de olurdu ancak bunları dışarıya yansıtmadan kendi içimizde hallederdik. Zaten bir yönetimde herkes aynı düşüncedeyse orada bir sorun var demektir. (4 Nisan 2016)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum