Rıfat Dedeoğlu: Türk futbolunun Avrupa seviyesine gelmesinde Trabzonspor’un katkısı büyük

Trabzonspor'u Yönetenler Konuştu - 5

Rıfat Dedeoğlu kimdir?

1923'te Trabzon'da doğdu. Kemerkaya Mektebi ve Trabzon Lisesi'nde okudu. Trabzon Lisesi ve İdmanocağı'nda futbol oynadı. Uzun ve yüksek atlama ile yüz metre koşularında Karadeniz Bölgesi birincilikleri kazandı. Hentbol ve bisiklet takımında kaptanlık yaptı. Tenis, yüzme ve sualtı sporları yaptı. İdmanocağı'nda uzun süre başkanlık yaptı. Trabzon siyasetinde, derneklerde ve Belediyede görevler aldı. Çeşitli sektörlerde ticaret yaptı. 2004'te vefat etti.

Kuruluş yılları ve başkanlık

İdmanocağı, İdmangücü kulüplerinin birleşimi sırasında ben İdmanocağı Kulübü'nün başkanı idim. Trabzonspor kulübü başkanlığı için de İdmanocağı-İdmangücü çekişmesi vardı. İdmanocaklılar beni başkanlığa önerirken, İdmangücülüler de Ali Osman Ulusoy'u önerdiler. Yapılan anlaşma gereği ilk altı ayda Ali Osman Ulusoy başkanlığa getirildi. Ben de yönetimde yer aldım. Altı aydan sonra bu kez ben başkan oldum. Bu olay daha sonra birkaç kere daha tekrarlandı. Bu durumun Trabzonspor kulübüne zarar verebileceği düşüncesiyle ikimizin dışında bir başkan arayışına gittik ve o zamanın belediye başkanı Suat Oyman'ı başkanlığa getirdik. Böylece kulüp içerisindeki İdmanocağı, İdmangücü çekişmesi de bitmiş oldu.

Dış güçlerin etkisi!

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki başarı için yönetim, teknik kadro ve sporcu bütünlüğü çok önemlidir. Yönetici, teknik heyet ve sporcu birlikteliği sağlanmadığı sürece başarı elde edemezsiniz. Belki edersiniz ama oda çok kısa süre olur. İşte geçmiş yıllarda uzun süreli başarılı olunmasının ardındaki en önemli gerçek birlik ve beraberliktir. Bir başka önemli unsurda disiplindir. Çok iyi bir kadronun yanı sıra disiplinli bir yönetim anlayışı Trabzonspor'a uzun süreli başarılar getirmiştir. Kadromuz iyi olduğu için bizi 2. Ligdeki takımlar zorlayamazdı. Bizi ancak dış güçler etkiliyordu. O dönemlerde Trabzonspor'un 1. Lige çıkmasını büyük kulüpler istemiyorlardı. Bunun için de federasyonlar ve hakemler nezdinde bizi çıkarmamaya çalışıyordular. 1973'te G. Birliği'nin Trabzon'da sahaya çıkmasını engellediler. Giresun'a kadar gelen Gençlerbirliği Kulübü sahaya çıkamayarak geriye döndürülmüştür. Dolayısıyla 3-0 hükmen galip geldik ama bir gol averajıyla birinci lige çıkamamıştık. Görüldüğü gibi daha ilk yılından itibaren dış güçler Trabzonspor ile uğraşmaktadırlar.

Trabzonspor'un katkısı büyük

Geçmiş yıllarda Türkiye'de kaliteli futbol yoktu. Trabzonspor'un Birinci Lige çıkmasıyla Türkiye'de futbola bir karakter kazandırıp bir aşama yaptırdık. Bugün Türk futbolu Avrupa seviyelerine kadar yükselebilmişse bunda Trabzonspor'un çok büyük katkıları vardır. O dönemde yabancı futbolcu sayısı bir - iki idi. Ancak daha sonraki yıllarda Trabzonspor ile başedemeyen diğer büyük kulüpler Trabzonspor'un en kaliteli futbolcularını transfer etmelerinin yanı sıra yabancı futbolcu sayılarını arttırarak takımlarını güçlendirdiler. Tabi ki bunların hepsi ekonomiye bağlıdır. Trabzonspor'unda bu ekonomiyi kaldırması güçtü. Bana göre Trabzonspor en büyük darbeyi yabancı futbolcu sayısının artırılmasıyla yemiştir. Çünkü yabancı futbolcu transferi büyük paralarla gerçekleşiyordu. Trabzonspor'da böyle bir bütçeye sahip olamadığı için kaliteli yabancı futbolcu transfer edemiyordu.

Camia mutlaka bütünleşmeli

Trabzonspor'un şampiyonluğa oynaması bile çok büyük başarıdır. Çünkü Trabzonspor sadece yanlış yönetimler yanlış transferler sonucu şampiyonluğu kaçırmış değildir. Trabzonspor kurulduğu yıllardan beri dış güçlerle de mücadele vermektedir. Bugün düşünebiliyor musunuz, Türkiye'nin üst düzey yöneticilerini ‘Galatasaraylıyım’, ‘Fenerbahçeliyim’ diye sık sık TV'lerde görünüyorlar. Böyle olunca hakemler maçta inisiyatiflerini söz konusu devlet büyüklerinin tuttukları takımın lehine kullanmaktadırlar. Bunların arkasında büyük bir medya desteği vardır. Böyle olunca tabi ki Anadolu'dan herhangi bir takımın attığı gol sayılmaz. Penaltısı verilmez. Bütün bunlar Trabzonspor'un başarısını engellemek içindir. Trabzonspor'un şampiyon olabilmesi için öncelikli olarak bu güçleri de yenebilecek bir yöneticisi ve futbolcu kadrosu oluşturmalıdır. Ve camia olarak bütünleşmelidir.

Vazifeye göre yönetici

Trabzonspor'a girmek isteyen bir yönetici, 'Ben bu kulüpte ne iş yapabilirim?' diye düşünmelidir ve ondan sonra görev kabul etmelidir. Veya o yönetimi oluşturan kişi vazifeye göre yönetici tercih etmesi lazım. Örneğin falanca adam futboldan çok iyi anlar onu yönetime alıyorum diyebilmelidir. Futboldan anlayanları futbolun başında, muhasebeden anlayanları muhasebenin başında, sosyal ilişkilerde iyi olanları halkla ilişkilerin başında değerlendirmek gereklidir. Yönetimlerde özellikle genel kaptanlar çok önelidir. Sporcu derdini hocaya değil, genel kaptana anlatmalıdır. Hoca sporcuyu yalnızca sahaya hazırlayacaktır. Sporcunun kulüple olan sorunları hocayı ilgilendirmeyecektir. Bütün bunlar tamamen genel kaptanın görevidir. Genel kaptanın sporcusuna olduğu kadar sporcunun da genel kaptanına güven sağlaması gerekmektedir.

Dedikodular Trabzonspor'a çok zarar verdi

Mehmet Ali Bey ilk olarak bana danıştı; "Kimi tavsiye edersiniz, kimler yararlı olur?" diye. Ben de Trabzonspor'a faydalı olabilecek arkadaşları tavsiye ettim. Hatta onlarla da görüştüm Ancak, tavsiye ettiklerimin hiçbiri görev almak istemedi. Bana göre görev kabul etmeyen bu arkadaşlarımızın sağda solda dedikodu yapmaları da yanlıştır. Bu Trabzonspor' a zarar vermektedir.

Şamil Ekinci adı çok önemli

Eğer Trabzonspor ile ilişkili bir yere isim verilmesi gerekiyorsa öncelikli olarak Faruk Özak ismi verilmesi daha doğru olur. Ancak Trabzonspor'un yıllarca unuttuğu bir isim vardır ki bence onun isminin verilmesi de çok yerinde olur. Bu isim de Şamil Ekinci'dir. Şamil Bey, Kırşehirli olmasına rağmen en verimli çağında yani yirmi yaşlarında nüfusunu Trabzon'a aldırarak koyu bir Trabzonsporluluk örneği sergilemiştir. Trabzonspor en başarılı dönemlerini onun başkanlığında yaşamıştır. Kendisi Trabzonlu olmamasına rağmen o dönemlerde her türlü maddi manevi desteği ile Trabzonspor'u başarıya taşımıştır.

Özyazıcı ve Sümer

Bu arkadaşlarımızla uzun süre birlikte görev yaptık. Hem sporculuk, hem de antrenörlük katkıları unutulmamalıdır. Onlar hem Trabzonspor'a faydalı oldu, hem de kendi kariyerlerini yükseltti.

1968 - 1969 SEZONU (30.04.1968 - 27.04.1969 Dönemi Olağanüstü Yönetim Kurulu)

M. Rıfat Dedeoğlu (Başkan), Hasan Ataç (2. Başkan), Sebahattin Kundupoğlu (Genel Sekreter), Ata Ataoğlu (Muhasip), Mahmut Celal Danış (Veznedar), Süha Akçay (Umumi Kaptan), Mustafa Göksel (Lokal Amiri), Nizamettin Algan (Genel Sekreter Yardımcısı), Nejat Selçuk (Basketbol - Voleybol Sorumlusu), Nihat Özgür (Atletizm - Yüzme Sorumlusu), Eyüp Sabri Uğurbaş (Kulüp Doktoru, daha sonra 2. Başkan), Müfit Akçay (Üye).

İstifa eden Hasan Ataç'ın yerine 31.12.1968'de Refik Karaağaçlı getirildi.

1970 - 1971 SEZONU (27.12.1970 - 11.04.1971 Dönemi Olağanüstü Yönetim Kurulu)

M. Rıfat Dedeoğlu (Başkan), M. Şamil Ekinci (2. Başkan), Sebahattin Kundupoğlu (Genel Sekreter), Ö. Necip Yücesan (Muhasip), Nihat Kasımoğlu (Veznedar), Süha Akçay (Umumi Kaptan), Muzaffer Hamle (Lokal Amiri), Nizamettin Algan (Genel Sekreter Yardımcısı), Muharrem Melek (Üye), Alaattin Sağlam, Özcan Kırali, Ahmet Akyazıcı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Trabzonspor'u Yönetenler Haberleri