Eski Refahçı, sonradan çakma Cumhuriyetçi ve light Atatürkçü Ahmet Hakan da Şenol Güneş hakkında uzatılan çiklet türü bir şeyler çiziktirmiş.
Aslında Ahmet Hakan eski Refahçıların eyyamcı siyasetinde mantar gibi büyümüş, sonradan Beyaz Türk tayfaya “itirafçı” olmuş tipik bir İmam Hatipçi gendir.
Yâni bu ülkede bir Müslüman dinini, inancını inkâr ederek, içinde yetiştiği mahallenin arazlarını itiraf ederek medyada nasıl tırmanabilir, 300 kelimelik Türkçe ile nasıl bir süper sınıfsal tırmanış gerçekleştirebilirim mevzuunun tipik bir örneğidir.
Ama yalan yok, Ahmet Hakan Turgay Güler kadar düz bir zekâya sahip değil, onun birazcık üstü bir zekâ.
Yazılarında bir omurga yok, bir şey söyleyecekmiş gibi yapıyor ama söylemiyor.
Hiçbir konuda risk almadan, dokunuyormuş gibi yaparak gündemin üzerinde sinek gibi vızıldıyor.
Ciddiye alınacak bir tarafı yok. Zaten Türk siyasetindeki ve matbuatındaki bu türden arazların çoğu bir zamanlar Selametçilerin bir türlü yüzleşemedikleri arızalardan oluşuyor. Neyse bu ayrı bir bahis.
Şimdi Ahmet Hakan A milli futbol takımının Hollanda karşısında aldığı farklı mağlubiyetten sonra hafifmeşrep bir şeyler çiziktirmiş.
Şenol Güneş’i ne kadar tanıyor, futbolun içindeki ayak oyunlarına ne kadar vakıf, futbol denilen dibi bucağı olmayan devasa endüstrinin varlığından ne kadar haberdar bilmiyorum.
Ama ben bile bir Trabzonspor taraftarı olarak 40 koca yıl sahada izlediğim, teknik direktörlüğünü takip ettiğim Şenol Güneş’in kariyerindeki en kötü müsabakadan sonra bir şey yazmak istemedim.
Zira bu iş öyle bir müsabakada alınmış farklı bir mağlubiyet gibi görünmüyor.
Türk futbolunun içinde menajerlerle oluşturulmuş Boğazın takımlarının içinde olduğu bir oligark var. Onların futboldaki stratejilerine vakıf olmadan böylesine popülist bir dille ahkâm kesmek işin en kolayı.
Bu yapı Trabzonspor’da teknik direktörken Şenol Güneş’e lig şampiyonluğunu reva görmemişti.
Onu Beşiktaş’ın başına teknik direktör atayarak orada şampiyonluk yaşamasına müsaade etti.
Böylece bizim tanıdığımız Şenol Güneş futbol üzerinden imtiyazlı “Beyaz Türk” sınıfına dâhil oldu.
Sonra da menajerlerin kuşattığı A milli takımın başına sembolik bir konuma getirildi.
Şimdi aynı güç onun A milli takımdan gönderilmesi için teyakkuza geçmiş.
Meselâ Şenol Güneş’in Karadağ karşısında aldığı beraberlikte, Cebelitarık’ı bir halı saha takımı ucuzluğuyla 3-0 mağlup etmiş olmasında, Hollanda karşısındaki farklı mağlubiyette oyun planının yeterliliği ya da yetersizliği teknik olarak tartışılmıyor. Ya da kadro seçimi.
Türk futbolunda yabancı futbolcu transferine endekslenmiş güdük oyun anlayışının A milli takıma tesiri hiç irdelenmiyor.
Yâni Şenol Güneş’i kovarsak bu iş düzelir, pespayeliğindeler.
Onun yerine de Fenerbahçe’nin ıskartaya ayrılmış psikopatları gelirse Türk futbolu selâmete erer. Bakış açıları bundan ibaret. İşte bu sefil zaviyeyi köpürtüyor Ahmet Hakan!
İnsanın bilgi sahibi olmadığı bir konuda susması erdemdir. Tabi bir sinek gibi vızıldamak da bir tercih meselesidir.