Gelişen teknolojiyle birlikte geleneksel psikoterapi yöntemleri de gelişip değişmiş ve online terapi kavramı artık çağımızda kendine yer edinmiştir. Psikoterapi almayı düşünen birçok insan, özellikle pandemi süreciyle birlikte, artık online terapi seçeneğini de değerlendirmekte, fakat bu yolun ne kadar sağlıklı olacağıyla ilgili kafa karışıklığı yaşamaktadır. Ben de bu yazımda online terapilerin olumlu ve olumsuz yönlerini ele almaya çalışacağım.
Online terapiler, teknolojinin nimetleri sayesinde artık anında kesintisiz görüntülü konuşmalar şeklinde gerçekleştirilebilmektedir. Online terapiler bu yönüyle kolay ulaşılabilen, pratik bir hal almaktadır. Bu durum iki taraf için de (danışan-danışman) önemli avantajlar sağlamaktadır. Yaşadığı bölgede terapist olmayan veya o bölgedeki terapistlerden farklı bir terapistle çalışmak isteyenler, yaşadığı yeri değiştiren fakat terapistini değiştirmek istemeyenler, yurtdışında yaşayan fakat anadiliyle konuşan bir terapistle çalışmak isteyenler, fiziksel engeli sebebiyle evden dışarı çıkmakta sorun yaşayabilenler, kriz durumlarında acil müdahaleye ihtiyaç duyanlar için online terapi oldukça iyi bir seçenektir. Fakat online terapiler bu avantajların yanında bazı dezavantajları da beraberinde getirmektedirler. Öncelikle yüz yüzeyken bile bazı zamanlar oluşturulması zor olabilen terapi ve güven ortamını, görüntülü konuşma esnasında sağlayabilmek daha güç olabilir. İyi bir internet kalitesi olmaması durumunda, teknik aksaklıklar ve iletişim kopuklukları yaşanabilir, bu da sürecin ciddiyetini sekteye uğratır ve önemli noktaların kaçırılmasına sebep olabilir. Teknolojiyi yeterince iyi kullanamayan danışanlar, teknik koşulları sağlamakta zorlandığı için online terapiden soğuyabilir. Online terapi esnasında güvenlik ihlalleri yaşanabilir (odada başka birisinin olması, görüntü kaydı alınması gibi). Danışanın ev ortamında rahatını bozmadan terapiye katılmasına olanak sağlaması nedeniyle, terapiye verdiği önemin azalmasına sebebiyet verebilir. Son olarak (ve bana kalırsa en önemli nokta) ülkemizde psikoterapileri denetleyen bir mekanizma olmaması sebebiyle, psikoterapi yapma yetkisi ve yetkinliği bulunmayan kişiler kendilerini iyi bir psikoterapist gibi tanıtıp danışanı maddi ve manevi zarara uğratabilmektedir. Bu büyük sorunla karşılaşılmaması adına online terapi alınacak kişi mutlaka iyice araştırılmalı, eğitim ve yetkinliğine dair bilgiler geniş kapsamlı olarak sorgulanmalıdır.
Avantajlarının yanında birçok dezavantajı da beraberinde getiren online terapiler, bence çağımızın psikoloji alanı adına gerekliliklerinden biri haline gelmiştir. Bu sebeple online terapileri reddetmek yerine kabul etmeli ve dezavantajları minimal seviyeye düşürmek adına online terapileri geliştirmeye odaklanılmalıdır. Sonuç olarak bilimin amacı, hayatı daha iyi anlayıp, insanlığın yaşam kalitesini arttırmak ve yaşamayı kolaylaştırmaktır. Online terapilerin de bu kapsamda üzerinde durulması gereken önemli bir çalışma alanı olduğunu düşünmekteyim.