TARİHİN SÜRECİNDE TRABZON VE MİTHRA DAĞI

Mehmet Nuri Sunguroğlu

Şehrin sırtını dayadığı Boztepe'nin bir başka eski adı da Mithra Dağı’dır. Efsaneye göre, antik pagan dönemlerinde Küçük Asya için çok önemli olan bir Mithra/Mithrion tapınağı da burada yapılmış olup bu tepeye onun adı verilmişti.

Hıristiyanlık buraya kadar yayıldığında şehrin halkı gizlice Hristiyanlığa dönmekteydiler. Bu dönüşümün içinde olan üç genç Hristiyan, Mithra heykelinden rahatsız oldukları için onu yıkarak tepeden aşağıya doğru atmışlardı. Bu üç gençlerden birisi de Eugenius [*] adında bir Hristiyan’dı. Mithra heykelini yıkan bu genç Hristiyanların cesareti sadece kendi ölümlerini değil, daha birçok Hristiyan’ın ölümüne de sebeb olacaktı. O zamana kadar Trabzon, tarihte önemsiz bir rol oynuyordu, çünkü şehrin idaresi gibi mahkemesi de Sinop'a bağlıydı.

Ksenophon, M Ö 400 yıllarında 10 bin askeriyle Trabzon'a geldiğinde şehrin durumu bundan ibaretti. Daha sonra Kuzey Asya'da Perslerden bağımsız olarak kurulan devletlere karşı bağımsızlığını kaybeden Sinop'un güç kaybından, Trabzon şehri de kendisine özgün payını alarak bağımsızlığa doğru yol almaya başladı. Ancak, Persli Satrap Mithridates tarafından M Ö 281 yılında Pontus İmparatorluğu kurulduktan ve Karadeniz’in güneyine olduğu gibi doğu kıyılarının tamamına yayılmasından sonra şehir daha büyük bir önem kazanmaya başladı. Roma Kralı Pompei, Pontus'un yedinci kralı olan büyük Mithridates'i kovup imparatorluğunu yıktıktan sonra Trabzon ya tamamen Romalılara aitti ya da yeniden kralların elindeydi.

Daha sonra İstanbul’daki Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu Batı Roma İmparatorluğundan ayrıldığında Trabzon az da olsa biraz önem kazanmıştı. Trabzon, asıl önemine ulaşması için epey daha zamana ihtiyacı vardı.

Tarih 1200 yıllarını gösterdiğinde, uzun zamandan beri Bizans İmparatorluğunun hakimiyetini ellerinde tutan Komnenen ’ler, Isaac Angelus (İshak) tarafından tahttan indirilip sürgün edildikten sonra 1204 yılında Gürcistan Kraliçesi Tamara'nın yardımıyla Trabzon'da yeni bir devlet kuran Komnenen ailesi zamanında ve sonrasında önem kazanarak ihtişamlı hale geldi. Ancak, Trabzon Devleti Türk boylarının şehre akımlarından sonra, özellikle Selçukluların karşısında durabilmek için silah ve askeri güç ile değil, güzel kızlarını komşu devletlerle evlendirip akraba desteğiyle ayakta durmaya çalışmıştı. Elbette ki bu akrabalıklar da yeterli değildi ve 1453 yılında İstanbul Türklerin eline geçtikten sonra Trabzon’un da kaderi belli olmuştu. Aradan fazla geçmeden II. Mehmet 1461 yılında şehri teslim alarak son Bizans Devletinin de sonunu getirmişti. 100 bin kadar nüfusu olan şehir teslim alınıp Devlet yıkıldıktan sonra şehrin üçte bir zenginlerini Sinop’taki diğer Yunanlılarla beraber İstanbul'a gönderdi. İkinci üçte birini askerlerine dağıtan II. Mehmet, geriye kalan üçte birini de şehrin dışına çıkararak yaşayabilecekleri yerler gösterdi. Trabzon daha sonra önemli bir iç Asya ticaret yolunun çıkışı haline geldiğinde yeniden toparlandı. Ancak, Rusya Gürcistan'ı ele geçirdiğinde ve bu yeni topraklarından Tiflis ve Erivan üzerinden Tauris'e (Kırım’da) giden güvenli bir yol güzergahını hizmete sunduğunda şehrin yıldızı tekrardan düşmeye başladı.

Prof. DR. Koch, 1843 Boztepe, Trabzon.

Çeviri: Sunguroğlu. Yakında baskıya girecek kitabımdan.

*

Resimde Boztepe’den şehrin görünüşü tasvir edilmektedir. Günümüze ulaşması için Emeği geçenlere teşekkürler.

[*] Eugenius: Adına Aziz Eugenius Kilisesi yapılan ve şimdiki Yeni Cuma cami.

Çeviri: Sunguroğlu. Yakında baskıya girecek kitabımdan.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.