Fatih Altaylı, gazetecilerin ve gazetelerin yerli ve yabancı kaynaklardan beslenmesinin, fonlanmasının doğru olmadığını belirterek, ‘ikisi de besleyen eli ısırmaz’ dedi.
Gazetecilerin ve sahiplerinin fonlanma olayı yeni değil. Dünden bugüne devam ediyor. Fonlamanın en büyüğünü de devlet ve siyaset yapıyor.
Ulusal diye nitelendirilen ve üç beş bin satan bir gazetenin milyonlarca liralık resmi ilan ve kamu ilanı alması fonlama değil midir?
İktidarı veya muhalefeti destekleyen medya nereden besleniyor?
İkisinin de en büyük kaynağı belediyeler, kamu kurumları veya rüzgara göre yelken açan şirketler değil mi?
Peki, Fatih Altay’lının yazdığı, konuştuğu medya grubu bağımsız mı?
Bağımsız olsa, onca iktidar yanlısına her akşam Habertürk TV’de program yaptırır mı, konuk alır mı?
Fonlama işi yerel de var. Bugün Trabzon’daki gazete ve bazı internet siteleri hükümetten, yerel yönetimlerden ve ‘zengin’ sahiplerinden destek almazsa, yayın hayatlarını sürdürebilir mi?
Her kim sürdürür diyorsa, yalan konuşuyor.
Yerel veya ulusal da fonlama veya destek, yönetenlerin ve sermayenin de işine geliyor. Çünkü yanlışlar, hatalar gündeme getirilmiyor, örtülüyor.
İşte bu aşamada olan biteni yazmaya, konuşmaya çalışan ve yönetimdekilerin muhalif olarak nitelendirdikleri medya grupları ve gazeteciler öne çıkıyor.
İşin ilginç yanı bu kesimin büyük bölümü de ya dış ya da içte yönetenler karşıtlarından destek alıyor. Almazsa bu kesimin de uzun ömürlü olma şansı yok!
Salt gazetecilik yapanlar ve yapmaya çalışanlar ise, patronlarının kontrolündedir. Patron ne kadar bağımsız ve özgür olursa, gazeteci de o denli bağımsız olur. Devletlerin sahip olduğu medyada, istisnalar dışında iktidarların kontrolündedir.
Altaylı’nın ‘Besleyen eli ısırmaz’ söyleminin özeti bu şekilde!
Hasan Kurt
29/07/2021