Trabzon; ömrümüz sokaklarında, mahallelerinde, ilçelerinde, yaylalarında, köylerinde geçen, tarihsel açıdan birçok medeniyetlere ev sahipliği yapan çok önemli kentlerimizden biri…
Geçmişini şöyle bir irdelediğimizde özlem duymamak elde değil.. Kent kültürünün her geçen gün yok olduğunu net olarak görmekteyiz. Bunun çeşitli sebepleri var.
Meydana geldikleri zamandan itibaren bulundukları dönemin siyasi, kültürel ve sosyal yapısından kaynaklanan bir değişim içinde olan kentler, günümüzde en önemli yerleşim alanı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Özellikle 70’li yıllardan sonra kırsal kesimde yaşam koşullarının her geçen gün zorlaşması üzerine başlayan köyden kente göçe, çevre illerden de göçler eklenince kent kültüründe gözle görülen, bir erozyon meydana gelmeye başladı.
Ekonomik olarak güçlü bireylerin de Trabzon’dan başka kentlere göç etmeye başlaması üzerine sosyal ve ekonomik sorunlar ortaya çıkmaya başladı.
Bunun bilimsel çalışmalarının konuyu daha net ortaya koyacağında kuşkumuz yok. Ancak ömrünün tamamını bu kentte geçiren bir kişi olarak gözlemlerimi paylaşmak istedim.
Çocukluk ve gençlik yıllarına geriye doğru baktığımızda Trabzon’da sosyal ve kültürel açıdan her şeyin yok olduğunu rahatlıkla görmekteyiz. Birçok açıdan bu güzel kentimiz maalesef Türkiye sıralamasında çok alt sıralarda yer almaktadır.
Bir kenti diğerlerinden ayıran ve kendine has özelliklerle kimlik oluşturmasını sağlayan temel unsur kent kültürüdür.
Belediyeler, kent kültürünün ve kimliğinin gelişmesine ve gelecek kuşaklara aktarılması noktasında birtakım faaliyetlerle katkı sağlayan belediyecilik anlayışı, kentlerin gelişen vizyonunda büyük pay sahibi olmaktadır.