Karadeniz Bölgesinin en önemli ekonomik ürünlerinin başında yer alan fındık hasadı başladı. Açıklanan fiyat kimini memnun ederken, bazı kesimlerin ise tepkisine neden oldu. Kısaca muhalefet tepkili, iktidar ise doğal olarak fiyattan memnun…
Burada önemli olan üreticinin fiyattan memnun olması… Üreticilerin yüzde 90’ı fiyattan memnun değil.
Fındık üretimi ile ilgilenen tüm kesimlerin beklentisi 30-35 lira aralığındaydı. Ancak; fiyat Giresun kalitesi için 27, Levant kalite fındık (Giresun kalite fındığın üretim bölgesi dışında kalan bölgelerde üretilen fındığa verilen ad) için ise 26,5 lira olarak gerçekleşti. Fındıktan elde edilen gelir geçtiğimiz yıllarda gençlerin düğün, nişan, iş kurma, ev yapımı vs. için garanti bir ürün iken, bugün fiyatların her geçen gün düşmesi sonucu tüm masraflar çıktıktan sonra cepte harçlık olarak kalmaktadır.
Öncelikle sahil bölgelerinde başlayan fındık toplama işlemi Ağustos ayı boyunca devam edecek.
Doğu illerden akın akın gelen fındık işçileri Karadeniz bölgesinde fındık hasadını gerçekleştirmeye başladı. Kimi üreticiler, açıklanan fiyatın beklentinin altında olması nedeniyle kendi imkanları ile fındık hasadını yapmak zorunda kalıyor. Dalda fındık bırakmamaya çalışan, üreticiler mutlu bir haber beklerken, açıklanan fiyat karşısında şok yaşadılar.
Her yıl fındık rekolte senaryolarına bağlı fiyat baskısı altında olan üreticilerin mağduriyetleri artıyor. Her sezon rekolte tespiti yapılıyor ve farklı tahminler olunca da bir belirsizlik ortaya çıkıyor. Rekolte tespitinde yüzde 7 oranında yanılma payı olabiliyor.
Fındık Türkiye’de üretiliyor, borsası Hamburg’da. Bu yanlışlık fındık üreticileri tarafından hep dile getirilmiştir. Geldiğimiz noktada, Türkiye fiyat belirlemede gücünü tamamen kaybediyor.
Fındık üreticilerinin kafasını karıştıran rekolte söylemlerinin ortadan kalkması kaliteli fındığın her an piyasada olmasına bağlıdır. Bu nedenle gerçek fındık piyasasının oluşması ve üreticinin hak ettiği geliri elde edebilmesi için lisanslı depoculuğu yaygınlaştırarak uygulamaya konulması gerekmektedir.
Türkiye, fındık üretiminde ve ihracatında açık ara dünya birincisi. Fakat üretimin ne kadar olduğu konusunda güvenilir, inandırıcı bir tespit yapılamıyor. Dünyanın en büyük fındık üreticisi olmamıza karşın, Türkiye’nin yararlanamadığı en büyük zenginlik fındıktır.
Uluslararası piyasada fındık önemli bir ürün haline gelmiştir. Çikolata ve gıda sanayi piyasasında talep edilen fındığı dünya ithalatının dörtte üçünü ülkemiz yetiştiriyor.
Hem üretici, hem ihracatçı, hem de toplum olarak fındığın değerini maalesef bilmiyoruz. Yılda iki kez fındık bahçesine inerek iyi fiyat beklentisi içinde olan üreticilerimiz öncelikle verimi artırmak için çaba harcamalıdır.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın üzerinde durması gereken en önemli konu, Türkiye’de yetiştirilen fındıktaki verim sorunudur. Her ilimizde konu ile ilgili birimler ve birikimli elemanlarımız var. Kaç kişi üretimin artırılması için bu kapıları zorluyor? Eminim ki, bilinçli bir fındık tarımı yapıldığında verim yüzde 50 oranında artacaktır.
Gençleştirme, toprak derinliğini artırma, sertifikalı fidan kullanma ve bahçeleri yenileme gibi tekniklerle verim artırılmalı, olmazsa olmazımız ise yetersiz olan fındık tanıtım faaliyetlerini yoğunlaştırmak olmalıdır.