Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed’in ortak basın toplantısında simultane tercümanı, Ahmed’in Mustafa Kemal Atatürk’ü öven sözlerini sansürlemesi büyük tepki çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da tanık olduğu bu olayın bir tercüme hatası, basit bir ihmal, simultane tercümenin zorluğundan kaynaklanan bir yanlış olmadığı açık.
Atatürk adının anılmaması, mesleki yetersizlikle de açıklanamaz.
Çünkü; bildiğimiz kadarıyla bu tür toplantılarda konuşmacının konuşma metni simultaneyi yapacak olan tercümanlara daha önceden veriliyor.
Nasıl oluyor da konuk Başbakan Abiy Ahmed’in okuduğu metinde Atatürk’le ilgili bölüm varken, tercümanın elindeki metinde yer almıyor. Bu nedenle Atatürk’le ilgili bölümün okunmadan geçiştirilmesi kasıtlıdır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da tanık olduğu bu olay ülkede büyük bir tepkiye neden olmuştur. Burada beklentimiz Cumhurbaşkanının anında olaya müdahale etmesiydi.
Tercüman acaba Atatürkle ilgili bölümü, siyasi iktidardan çekindiği için mi? Siyasal iklimden etkilendiği için mi? İktidarın gözüne girmek, bir mevki, makam, koltuk kapmak için mi sansürledi?
Asıl olan, ülkede yaşayan her bireyin Atatürk’ün ve Cumhuriyet devrimlerinin büyüklüğünün, haklılığının ve gücünün her gün bir kez daha kanıtlanması olmalı.
Atatürk’ün değerini bilmemek Atatürk’ü küçültmez, aksine onu daha da yüceltir. Sadece bu değeri anlamayanın cehaletini gösterir.
Cumhuriyet tarihi boyunca Ulusumuzun kurucusu, büyük insan Mustafa Kemal Atatürk’e bu tür saldırıların her dönem olduğunu maalesef görüyoruz. Atatürk bütün bu saldırılardan güçlenerek çıktı. Devrimleri, düşünceleri ve ülküleri ulusumuzun bilincinde, belleğinde, yaşamında kök saldı ve salmaya da devam edecektir.