Birkaç gün önce Trabzonspor’un rehavete kapılmaması gerektiğini yazmıştım. Trabzonspor yönetimi de bir gün sonra benzer bir açıklama yapmış ve ‘rehavet yok’ demişti.
Trabzonspor, kurulduğu günden bugüne ilk kez ligin ilk yarısının bitimine 4 hafta kala en yakın takipçisine 12 puan fark attı. 3 puanlık sistemde 4 galibiyetin karşılığı olan 12 puanlık farkın kimileri tepki verse de büyük bir fark olmadığını söyleyebilirim.
Trabzonspor’un, 2010-2011 sezonunun ikinci yarısı başlarken neredeyse en yakın takipçisi ile arasındaki puan farkı da bu kadardı! Gerçi, o sezon Trabzonspor’a ne oyunlar oynandığı ortaya çıkmıştı. Bu sezon da rakipler aynı oyunları (!) oynar demiyoruz. Ancak, futbolda topun ‘yuvarlak’ olduğu unutulmasın. İyi oynadığın maçta top karşı kaleye girmeyebilir. Bunu çok gördük.
O nedenle Trabzonspor, işi kesinlikle sıkı tutmalı. Zaten, Başkan ve Asbaşkan ve teknik direktör de bunun bilincinde. İşi şansa ve ‘oyunlara’ bırakmamak için kadroya takviye yapma kararı aldılar. Ki, doğrusunu yapıyorlar. Trabzonspor kazanıyor ama bazı mevkiler aksıyor. Birkaç yıldız oyuncu ile sonuca gidiyor. Yük, bu oyuncuların omuzlarında! Yönetimde bu yükü hafifletmek için gereğini yapıyor.
Ayrıca, oluşturulan bu kadro yalnız bu sezon değil, gelecek sezon da ligin tozunu atar. Trabzonspor’un zirvede olması kulübe maliyet getirdiği gibi büyük de gelir getirir.
Trabzonspor’un başarılı grafiğinin sürekli olmasının birlik ve beraberliğe bağlı olduğunu yazdık çizdik. Takım yenilse de, dış etkenler çomak soksa da camia bu günkü birlik beraberliğini sürdürmek zorundadır. Zaten sürdürüyor.